Basın meslek örgütleri tüm kamuoyuna çağrıda bulunuyor:
Kamu yararı için gazetecilik mücadelesini hep birlikte verelim
Mesleğimizi kirli çıkarları için kullananların hesap vermesini sağlayalım
Cumhuriyet savcıları ve TBMM iddialar karşısında harekete geçmelidir
Gazetecilik için tarihi önemde ve çok karanlık bir dönemden geçmekteyiz. Mafya, siyaset ve iş insanı kirlenmesine gazeteci kisvesindeki kişilerin de katıldığı ortaya döküldü. Siyasetle, iş insanlarıyla ve kanundışı kişilerle içli dışlı ilişkiler, pahalı hediyeler-tatiller, gazeteci maaşıyla edinilemeyecek yaşam tarzları, mal varlıkları ortaya çıktı. Bunlardan daha da kötü olarak, gazetecilik mesleğini maske olarak kullananların rüşvete aracılığa karıştığı, nüfuz ticareti yaptığı, yargıyı etkilemeye çalıştığı, yasa dışı ilişkileri iş edindiği ortaya saçıldı. Basın tarihimizin hiçbir döneminde bu düzeyde çürümüşlük ve pespayelik görülmemiştir.
Bizler maaşından başka geliri, tazminatından başka sermayesi olmayan gazetecilerin örgütleriyiz. “Artık kınama değil, harekete geçme zamanı” diyerek bir araya geldik ve mesleğimizi çıkarları için kullananlar hakkındaki tüm iddiaları, şaibeleri incelemek için görev üstlendik.
Kimse zannetmesin ki gazetecilik sahipsizdir. Mesleğimizin tarih boyunca toplumdan aldığı güvene ve meşruiyete sığınarak kirli çıkar ağları kuranlara ve gazeteciliği kimliksizleştirmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz!
Son günlerde adı sıkça skandal açıklamalarla ve savunmalarla gündeme gelen bazı gazeteciler mesleğimizin onurunu ayaklar altına almıştır. Onlar mesleğimizi bir paravan olarak kullananlardır. Oysa gazetecilik kamu yararına ve halk adına yapılan bir iştir. Kamu yararını çıkardığımızda geriye kalan sadece bir maskedir. Basın meslek örgütleri olarak bu maskelerin indirilmesini sağlamak da kurumlara vazifelerini hatırlatmak da görevimizdir.
Cumhuriyet savcılarını ve parlamentoyu göreve çağırıyoruz. Yargı artık üstü örtülemeyecek hale gelen vahim iddiaları etkili bir soruşturma yoluyla netleştirmek zorundadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi demokratik toplum için vazgeçilmez önemdeki basın özgürlüğünü etkileyen boyutlarını da içine alacak şekilde tüm bu iddiaları araştıracak bir komisyon kurmalıdır.
Bazı medya patronlarının hükümetle ilişkili kurmak, bakanlarla ve bürokratlarla yakın olmak için işe aldıkları, yöneticilik verip işlerini takip ettirdikleri sözde gazeteciler mesleğimize kara çalmaktadır. Medya patronları artık bu suça ortak olmaktan vazgeçmek zorundadır.
Bir takım gazeteciler ya da siyasetçiler ortaya çıkanlar hakkında konuşurken “fazlasını biliyorum ama söylemem” türü sözlerle başkaca iddiaları ima etmektedir. Bunlar açık açık konuşulmadıkça ya çamur atma ya da kirli ilişkilerin gizlenmesi anlamına gelir. Basın meslek örgütleri olarak herkesi bildiklerini açıklamaya çağırıyoruz.
Tarihimiz gazetecilik onuru için işsizliği, aç kalmayı göze alan hatta canını vermekten çekinmeyen meslektaşlarımızla doludur. Onlar tüm toplumun iyiliği için gazetecilikte ısrar ettiler. Bu yüzden onların mirasını yaşatmak aynı zamanda tüm toplumun görevidir.
Gazeteciliği ve gazeteleri yeri gelince bir kalkan, yeri gelince bir silah gibi kullanmalarına hep birlikte engel olalım.
Medya Dayanışma Grubu
Basın Konseyi
Çağdaş Gazeteciler Derneği
Diplomasi Muhabirleri Derneği
Ekonomi Muhabirleri Derneği
Gazeteciler Cemiyeti
Haber-Sen
İzmir Gazeteciler Cemiyeti
Parlamento Muhabirleri Derneği
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği
Türkiye Gazeteciler Sendikası
Türkiye Haber Kameramanları
İlk yorum yapan olun