BASIN KONSEYİ, TAKVİM GAZETESİ HAKKINDA YAPILAN ŞİKÂYETTE ‘KINAMA’ KARARI ALDI
YÜKSEK KURUL KARARI
DOSYA NO : 2022- 06
KARAR TARİHİ : 23.02.2022
ŞİKAYET EDEN : Yavuz SALTIK (İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanı)
VEKİLİ : Av. Kemal POLAT & Av. Sercan POLAT
ŞİKAYET EDİLENLER : 1) Ergün DİLER (Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni)
2) Mustafa YÜCE (Dijital Yayınlar Genel Müdürü)
(Güzeltepe Mh. Mareşal Fevzi Çakmak Cd. B Blok Apt. No:29/1/1 Eyüp / İSTANBUL)
ŞİKÂYET KONUSU :
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık, takvim.com.tr’de 31.12.2021 tarihinde yayınlanan “İstanbul’da bölücü terör örgütü PKK tehlikesi! CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun, Kandil’i İBB’ye taşıma talimatı belgelendi” başlıklı haberde, gerçek dışı iddialarla kendisine iftira atıldığını savunarak, Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği gerekçesiyle şikâyette bulunmuştur.
Şikâyetçinin avukatları Kemal Polat ve Sercan Polat tarafındanBasın Konseyi’ne 21.01.2022 tarihinde yapılan başvuruda, şikâyet edilenlerin Yavuz Saltık’ı başka bir devletin istihbarat ajanlarının kuklası olmakla itham eden haber yayınladıkları öne sürülmüştür. Haberde gerçeğe aykırı olarak Yavuz Saltık hakkında suç isnadında bulunulduğu ve kişilik haklarının hedef alındığı savunulan başvuruda özetle şu ifadelere yer verilmiştir:
“Haberde müvekkile ‘CIA KUKLASI’ gibi ağır hakaret ve suç isnadı teşkil eden ifadeler kullanılmış, müvekkil terör örgütleri ile iltisaklı gösterilmeye çalışılmıştır. Müvekkilin kişilik haklarının ihlal edildiği, şüphe gerektirmeyecek kadar açıktır.
Haberde müvekkil hakkında maddi ve görünür gerçeğe aykırı ifadelere yer verilmiş; özle biçim arasında denge gözetilmemiştir. Dayanaksız olarak suç isnadında bulunulmuş ve açıkça müvekkili küçük düşürmeyi amaçlayan olgu isnadı şeklinde ifadeler kullanılmıştır.
Haber içeriklerinde kullanılan ‘CIA KUKLASI’ ifadeleri ile demokratik bir toplumda kamusal bir tartışmaya katkı sağlamayacak bir konuda, hiçbir somut olgu ile desteklenmemiş ahlak dışı ithamlar olgusal gerçekler gibi sunulmuştur.
Belediye içerisinde çalışan, topluma mâl olmuş bir kimse ya da siyasetçi olmayan bir kamu görevlisinin kimliğinin bu şekilde ahlak dışı bir konuda kesin yargılarla haberleştirilmesinde kamu yararı bulunmamaktadır.”
Başvuruda, şikâyet edilenler hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 6 ve 10’uncu maddelerini ihlalden işlem yapılması talep edilmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ :
Şikâyet başvurusu, şikâyet edilen Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler ve Dijital Yayınlar Genel Müdürü Mustafa Yüce’ye 28.01.2022 tarihinde PTT aracılığı ile gönderilmiştir. Posta ‘alındı’ belgesi gelmiştir.
Şikâyet edilenler, başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
GENEL SEKRETER GÖRÜŞÜ :
Şikâyet edilenhaber, 31.12.2021 tarihinde Takvim gazetesinin internet sitesi takvim.com.tr’de yayınlanmıştır. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen bir soruşturma sonunda açılan davayı konu alan, 29 paragraflık haberde 3 fotoğraf ve 9 kupür olmak üzere 12 görsel kullanılmıştır.
Terörle iltisaklı oldukları suçlamasıyla Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin (DİYADER) yönetici ve üyesi 23 şüpheli hakkında açılan davanın iddianamesinin konu edildiği haber, davada şüpheli bile olmayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB Sosyal Hizmet Daire Başkanı Yavuz Saltık üzerine kurgulanmıştır.
İBB Başkanının, DİYADER yöneticileri ile yakın ilişki kurulması için Yavuz Saltık’a bizzat talimat verdiği öne sürülen haberde, dernek yöneticileri arasındaki telefon görüşmesi tapesinde Yavuz Saltık’ın adının geçtiğine atıfta bulunulmuş ve Yavuz Saltık haberin öznesi yapılmıştır. Şikâyetçi Saltık hakkında ‘CIA kuklası İBB’de üst düzey yönetici oldu’, ‘CIA bağlantılı Yavuz Saltık’, ‘Şike kumpasının destekçisi’ ve ‘Ağabeyi Ahmet Altan’ ara başlıkları altında şu ifadelere de yer verilmiştir:
“CHP’li İmamoğlu, tepe kadrolarda FETÖ ve CIA bağlantılı kişilerle kol kola yürüyor. O kadrolara getirdiği isimlerden biri de Yavuz Saltık. İşte, Yavuz Saltık ismini gündeme taşıyan olay ve Saltık’ın kirli geçmişi:
Özellikle istihbarat servisleri ile yakınlığı bilinin ABD ve Alman STK’larında ve vakıflarında görev yapması, Saltık ile ilgili soru işaretlerini de beraberinde getirdi…
Yavuz Saltık’ın özgeçmişinde yer alan IRI, NDI, Amerikan Demokrasi Vakfı (NED)’na bağlı olarak çalışıyor. ABD’nin demokrasi, insan hakları ve özgürlükler maskesiyle her türlü etnik, dini bölücülüğü fonlayarak ulus devletleri hedef almak için oluşturduğu kuruluşların başında NED geliyor. İstihbarat topluyor, para karşılığında ajan devşiriyor.
İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının etkili isimlerinden FETÖ’cü Ahmet Altan’la bir araya geldi…”
Şikâyet edilen haberin konusu, terörle iltisaklı olduğu suçlamasıyla DİYADER adlı dernek hakkında açılan dava ve 335 sayfalık iddianamenin içeriğidir. Olay gerçektir, günceldir, haberin yayınlanmasında kamusal yarar olduğu yadsınamaz. Haberde, iddianamede şüpheliler ile şüpheli olmasa da adı geçenlerin kim olduklarının açıklanması; bu kişilerin hem davaya konu olan eylemlerine, hem de geçmişleriyle ilgili bilgilere yer verilmesi doğaldır, hatta gerekebilir.
Haber metninden, iddianamedeki tapelerden şüphelilerden iki kişi arasındaki telefon görüşmesinde, şikâyetçinin adının kamu görevindeki konumu nedeniylegeçtiği anlaşılmaktadır. Şikayetçinin kamu görevlisi olması nedeniyle, davanın şüphelisi olmamasına rağmen iddianamede adının geçmesi elbette haber değeri taşır. Şikâyetçi, kendisinin ve görev yaptığı kamu kurumunun haberde konu edilip eleştirilmesine katlamak durumundadır.
Gazeteci, terör gibi toplum yaşamını tehdit eden konulardaki haberlerde karşı duruş sergileme ve tepkisel üslup kullanma tercihinde bulunabilir bu onun eleştiri ve ifade özgürlüğüdür. Ancak gazeteci haberde olayı bağlamından koparmadan ve özle- biçim arasındaki dengeyi gözeterek yayınlamak; gerçeği çarpıtmadan olduğu gibi aktarmakla görevlidir. Kamusal yararı olmadıkça, kişilerin özel yaşamını yayın konusu yapamaz; eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşamaz.
Şikâyet edilen haberde ise olay bağlamından kopartılmış; nesnel ve görünür gerçeklikten uzak; şikâyetçi ile görev yaptığı kurum hedef alınarak haber kurgulanmıştır. Haber, ‘İBB’ye PKK’lı teröristlerin doldurulduğu’ algısı yaratmak amacına yöneliktir. Davanın şüphelisi bile olmayan, iddianamede sadece üçüncü kişilerin konuşmasında adı geçen şikâyetçi, etik kurallar çiğnenerek haberin öznesi yapılmıştır. Hiçbir somut kanıt ortaya konulmadan özel bir ziyareti nedeniyle “FETÖ’cü”; uluslararası sivil toplum kuruluşlardaki yasal faaliyetleri nedeniyle de “AJAN” yaftası yapıştırılan şikâyetçinin, terör örgütleriyle iltisaklı olduğu algısı yaratılmaya çalışılmış, suç isnadında bulunulmuştur. Hem bu suçlamalar, hem haberde birkaç kez tekrarlanan “CIA kuklası” ithamıyla şikâyetçinin kişilik haklarına ve saygınlığına saldırılmış, hakaret edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle şikâyet edilen haberde, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü; “Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez” şeklindeki 10’uncu maddelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikayet edilenler hakkında ‘KINAMA’ kararı alınmasını öneririz.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, 23.02.2022 tarihinde salgın önlemleri kapsamında video konferansla yaptığı toplantıda, şikâyet başvurusunu görüşmüştür. Genel Sekreter raporunun okunmasının ardından dosyanın müzakeresine geçen Yüksek Kurul’da söz alan üyeler, şikâyet edilen haberde etik ihlali olup olmadığı konusunda farklı görüş savunmuştur.
Etik ihlali olmadığı yönünde görüş bildiren üyeler, Genel Sekreterlik raporunda haberinyayınlanmasında kamu yararı olduğu, şikâyetçinin kamusal görevi nedeniyle hakkında yapılan eleştirilere katlanması gerektiği tespitlerini isabetli bulmuş; buna karşın etik ihlali yapıldığı gerekçelerine katılmadıklarını ve ‘kınama’ kararı alınması önerisini yersiz bulduklarını söylemiştir. Bu üyeler, haberin eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşmadığını savunmuştur.
Üyelerin büyük çoğunluğu ise haberde Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiğini savunmuş, Genel Sekreter raporundaki tespitlerin isabetli olduğunu, ancak yapılan ihlal karşısında önerinin yetersiz kalacağı görüşünü dile getirmiştir. Şikâyetçinin, habere konu davanın şüphelisi bile olmadığının açıkça belli olduğuna dikkati çeken üyeler, haberde bu gerçek gizlenerek şikâyetçinin haberin öznesi yapılması ve ‘suçlu’ algısı yaratmak üzere kurgulamanın Basın Meslek İlkeleri ile bağdaşmadığını savunmuştur. Üyeler, haberde özle biçim arasında dengenin gözetilmediğini, nesnel ve görünür gerçeğe aykırı hareket edildiğini, şikâyetçinin ‘teröristleri İBB’de işe alan kişi’ olduğuna yönelik ‘algı’ yaratmanın hedeflendiğini, ‘CIA kuklası’ ve ‘İşte kirli geçmişi’ ifadeleri kullanılıp ‘Ajan’ iması da yapılarak şikâyetçiye temelsiz iddialarla suç isnadında bulunulduğunu, kişilik hakları ve saygınlığının hedef alındığını dile getirmiştir.
Haberde etik ihlali olduğu görüşündeki üyeler Basın Meslek İlkeleri’nin 4 ve 10’uncu maddesinin ihlal edildiğinde ittifak ederken, bazı üyeler gerçeğin çarpıtılarak yayınlandığı bu tür kurgu haberlerin halkın haber alma hakkına hizmet etmediği gerekçesiyle 3’üncü maddenin ihlal edildiği yönünde de karar alınmasını talep etmiştir.
Müzakerenin tamamlanmasından sonra yapılan oylamada, şikâyet konusu haberde Basın Meslek İlkeleri’nin, “Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez. Gazeteci halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını gözetir” şeklindeki 3’üncü;
“Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü;
“Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez” şeklindeki 10’uncu maddelerinin ihlal edildiğini OY ÇOKLUĞU ile saptamış; şikâyet edilenler hakkında yine OY ÇOKLUĞU ile ‘KINAMA’ kararı almıştır.
SONUÇ: Şikâyet edilen Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler ve Dijital Yayınlar Genel Müdürü Mustafa Yüce haklarında, Basın Meslek İlkeleri’nin 3, 4, ve 10’uncu maddelerini ihlalden OY ÇOKLUĞU ile ‘KINAMA’ kararı alınmasına karar verilmiştir.