BASIN KONSEYİ, TÜRKİYE GAZETESİ VE YAZAR FATİH SELEK HAKLARINDA ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ KARARI VERDİ
YÜKSEK KURUL KARARI
DOSYA NO : 2022- 37
KARAR TADİHİ : 25.10.2022
ŞİKAYET EDEN : Tezcan Karakuş CANDAN (TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı) Konur Sokak 4/3 YENİŞEHİR ANKARA
ŞİKAYET EDİLENLER : 1- İsmail KAPAN (Türkiye Gazetesi Y. Yönetmeni)
Merkez Mh. 29 Ekim Cd. İhlas Plaza No:11 A/41 B. Evler YENİBOSNA/İSTANBUL
2- Emrah ÖZCAN (Türkiye Gazetesi muhabiri)
Merkez Mh. 29 Ekim Cd. İhlas Plaza No:11 A/41 B. Evler YENİBOSNA/İSTANBUL
3- Fatih SELEK (Türkiye Gazetesi yazarı)
Merkez Mh. 29 Ekim Cd. İhlas Plaza No:11 A/41 B. Evler YENİBOSNA/İSTANBUL
ŞİKAYET KONUSU :
TÜRKİYE gazetesinde 7.9.2022 tarihinde birinci sayfada “Oda başkanı bankamatik memuru çıktı, işine son verildi” anonsu ve iç sayfada “Çankaya Belediyesi’nde 7 yılda 4.5 yıl izin kullanmış. Bankamatikçi Candan işten çıkarıldı” başlıklarıyla yayınlanan haber ile 12.9.2022 tarihinde 11’inci sayfada Fatih Selek imzasıyla yayınlanan “Bankamatik Kraliçesi” başlıklı köşe yazısında Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyette bulunulmuştur.
Basın Konseyi’ne 19.9.2022 tarihlerinde şikâyette bulunan TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, söz konusu haber ve köşe yazısında hem başlık, hem metindeki ifadelerin haber verme sınırlarını aştığını ileri sürmüştür.
Şikâyetçi, haberin ve köşe yazısının kendisi hakkında kamuoyunda olumsuz algı yaratmak ve itibarını zedelemek amacıyla kurgulandığını; hukuksuz şekilde alındığını iddia ettiği memuriyetten ihraç kararının buna gerekçe gösterildiğini savunmuştur. Haberlerde ve köşe yazısında gerçeğin çarpıtıldığını ileri süren şikâyetçi, “Bankamatik Kraliçesi”, “Çatır çatır haksız kazanç sağladığını görmezden geldiler”, “Ter dökmeden mesai doldurmadan avanta aldığı” ifadeleriyle hakarete uğradığını ve aşağılandığını iddia etmiştir.
Söz konusu haber ve köşe yazısında kendisine iftira atıldığını, kişilik haklarına saldırıldığınıve hedef gösterildiğini ileri süren şikâyetçi, şikâyet edilenler hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 4, 6 ve 13’üncü maddelerini ihlalden işlem yapılmasını talep etmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ:
Şikâyet başvurusu şikâyet edilenTürkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, muhabir Emrah Özcan ve köşe yazarı Fatih Selek’e PTT aracılığı ile gönderilmiş, posta ‘alındı’ belgeleri gelmiştir.
Şikâyet edilenlerden köşe yazarı Fatih Selek dışındakiler yanıt vermemiştir. Köşe yazarı da hakkındaki iddiaları reddetmiş ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
ŞİKÂYET EDİLEN YAZARIN YANITI :
Şikayet edilenlerden Fatih Selek gönderdiği yanıtta, şikâyetçinin belediyedeki görevine gitmediğine ilişkin hakkında çok sayıda haber yayınlandığını, bu iddiaları yalanlamadığını ve belge sunmadığını savunmuştur.
Şikâyetçinin ‘düzeltme ve cevap hakkı’ kullanmak yerine Basın Konseyi’ne şikâyete başvurmasının yersiz olduğunu öne süren Fatih Selek, “Yazımda hem kendisini, hem ihracının gerçek sebebini yazmayan diğer gazeteleri eleştirmekteyim. Kaldı ki mevzubahis olan bir köşe yazısıdır, haber metni değildir. Yazardan objektif olması beklenemez” ifadelerine yer vermiştir.
GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ :
Şikâyet konusu haber Türkiye gazetesinde 7.9.2022 tarihinde, birinci sayfada “Oda başkanı bankamatik memuru çıktı, işine son verildi” anonsu ve iç sayfada “Çankaya Belediyesi’nde 7 yılda 4.5 yıl izin kullanmış. Bankamatikçi Candan işten çıkarıldı” başlığı; köşe yazısı12.9.2022 tarihinde 11’inci sayfada “Bankamatik Kraliçesi” başlığı ile yayınlanmıştır.
Muhabir Emrah Özcan imzalı haberin birinci sayfadan kullanılan spotunda “Millet bahçesi gibi projelere karşı çıkan Ankara Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan, çalıştığı Çankaya Belediyesi’ne hiç uğramamış. 7 yılda 4.5 yıl izin kullanan Candan, İçişleri Bakanlığı’nca memuriyetten çıkarıldı” ifadelerine yer verilmiştir. İç sayfadaki haber metninde, CHP eski Milletvekili Sinan Aygün’ün, Tezcan Karakuş Candan hakkında ‘işe gitmeden maaş aldığı ve haksız kazanç sağladığı’ iddiasıyla yaptığı şikâyet üzerine İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma başlattığı; Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla da memuriyetten çıkarıldığı anlatılmıştır. Haberde ayrıca şikâyetçinin 2014- 2021 yılları arasında sadece 60 gün işe gittiği ve uyarıları dikkate almadığı, yaptığı çıkışlarla ‘siyasi’ izlenim vererek soruşturmayı karalamaya çalıştığı da iddia edilmiştir. Şikâyetçinin, Atatürk Orman Çiftliği alanında Beştepe Millet Ormanı ihalesine tepki gösterdiği de haberde yer almıştır.
Şikâyet edilen Fatih Selek imzalı ve 4 bölümden oluşan “Millet Şahit’ başlıklı köşe yazısının “Bankamatik Kraliçesi” başlıklı son bölümünde, şikâyetçinin memuriyetten ihracı konu edilmiştir. Yazıda, şikâyetçinin Çankaya Belediyesi’ndeki görevine 7 yılda sadece 60 gün gittiği,1672 gün rapor aldığı; belediye yönetiminin kendisinden yaka silktiği; hakkında defalarca tutanak tutulmasına karşın bildiğini okuduğu ifadelerine yer verilmiştir. Muhalif basının bir cümle bile ihraç gerekçesini yazmadığı ileri sürülen yazıda, “Aksine kadını kahraman ilan ettiler. Çatır çatır haksız kazanç sağlamasını görmezden geldiler. Sonra da gazetecilikten bahsediyorlar. Adamı güldürüyorlar” denilmiştir.
Şikâyetçi, kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olan Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin başkanıdır. Başkentte ve Oda’nın görev alanındaki illerde imar usulsüzlükleri, çevre katliamı ve kültürel miras tahribatlarını yargıya taşıyıp, kamuoyunun gündemine getirmesiyle tanınmıştır. Bunlardan biri olan Ankara’daki Togo ikiz kulelerinin yıkım kararı sürecinde inşaat sahibi, şikâyetçinin ‘belediyede işe gitmeden maaş aldığı’ iddiasıyla savcılığa ve kaymakamlığa şikâyette bulunmuştur. Kaymakamlık soruşturma izni vermemiş, buna yapılan itiraz ve bir dizi gelişmenin sonunda İçişleri Bakanlığı doğrudan soruşturma izni vermiştir. Bakanlığın soruşturma izni kararı yargıya taşınmış ve Danıştay 1’inci Daire, 18.5.2022 tarihinde ‘soruşturma yapılmasına gerek olmadığı’ kararı alarak Bakanlığın verdiği izni iptal etmiştir. Anayasanın “Yasama ve yargı organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır” hükmüne rağmen İçişleri Bakanlığı soruşturmayı sürdürmüş, Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulu şikâyetçiyi memuriyetten ihraç kararı vermiştir. Şikâyetçi kamusal görev yapan, toplumda tanınan kişidir. Belediyedeki görevine gitmediğigerekçesiyle memuriyetten ihraç edilmesi haber değeri taşır ve yayınlanmasında kamusal ilgi ve yarar vardır.
Gazeteci olayları araştırıp gerçeği ortaya çıkarmak, gizlemeden ve bozmadan okura/izleyiciye aktarmakla görevlidir. Şikâyetçi hakkında soruşturma izninin yargı kararıyla iptal edilmesine rağmen İçişleri Bakanlığı’nın soruşturmayı sürdürdüğü; şikâyetçinin Belediye, Oda ve Üniversitedeki görevlerini idarenin ve sıralı amirlerin bilgisiyle yaptığına ilişkin savunması; ihraç kararının yargı denetimine tâbi ve iptali olası idari karar olduğu bilgileri hem haberde, hem köşe yazısında yer almamıştır. Haber ve köşe yazısı ya gerekli araştırma yapılmadan yayınlanmış ya da bu bilgiler kasten eksik bırakılmıştır. Bilgi eksikliği şikâyetçi hakkında okurda olumsuz algıya neden olsa da şikâyet edilen haber, görünür gerçeğe uygun olması; eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşmaması nedeniyle etik ihlali söz konusu edilmemelidir.
Şikâyet edilen köşe yazısında ise durum farklıdır. Yazarın kamuoyu adına denetim ve yorum yapmahakkını kullanmasında, yazının objektiflikten uzak üslupla kaleme alınmasında sorun olmamakla birlikte, yargının soruşturma iznini iptal etmesine rağmen meslekten ihraç kararı yargıdan dönme olasılığı bulunan şikâyetçi, kesin hüküm içeren ifadelerle suçlanmıştır. Yazıya “Bankamatik Kraliçesi” başlığı atılması, metninde şikayetçiye yönelik “Ter dökmeden, mesai harcamadan avanta aldı”, “Çatır çatır haksız kazanç sağlaması görmezden gelindi” ve “Haksız kazanç sağladı” ifadeleri eleştiri sınırlarını aşan ve etik ihlali oluşturan ifadelerdir.
Şikâyet edilen köşe yazısında şikâyetçinin mesleki kariyeri ve toplumdaki saygınlığı hedef alınmış, aşağılanmış ve suç isnadında bulunulmuştur. Kamusal görev yapan ve toplumda tanınan kişiler, ağır ve sarsıcı eleştirilere tahammül etmek durumunda olsalar da suçlu ilan edilmeye ve aşağılanmaya katlanmaları beklenemez.
Açıklanan bu nedenlerle şikâyet edilen yazıda, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü maddesinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikâyet edilen Türkiye Gazetesi Yazarı Fatih Selek hakkında, Basın Meslek İlkeleri’ni ihlal ettiği gerekçesiyle ‘Uyarı’; muhabir Emrah Özcan ve Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan haklarında ise ‘Şikayetin yersizliği’ kararı alınmasını öneririz.
YÜKSEK KURUL’UN DEĞERLENDİRMESİ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, şikâyet başvurusunu 25.10.2022 tarihinde yaptığı toplantıda görüşmüştür. Genel Sekreterin raporunu sunmasının ardından, toplantıya katılıp açıklama yapma talebinde bulunan şikâyetçi Tezcan Karakuş Candan salona davet edilerek dinlenmiştir.
Şikâyetçi önce Çankaya Belediyesi’nde yaptığı görevi ve memuriyetten ihraç edilme sürecini anlatmıştır. İçişleri Bakanlığı tarafından alınan bu kararın hukuksuz olduğunu ileri süren şikâyetçi, böyle bir kararın ancak görevli olduğu kurumun (belediye) yapacağı soruşturma sonunda alınabileceğini savunmuştur. Şikayetçi, İçişleri Bakanlığı’nın kendisi hakkında verdiği soruşturma açılması iznini, Danıştay’ın 18.5.2022 tarihli kararı ile iptal ettiğini; yargı kararı çiğnenerek Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulu’nun 6.9.2022 tarihinde memuriyetten ihraç kararı aldığını anlatmış ve belgelerini sunmuştur.
Yüksek Kurul üyelerinin yönelttiği soruları da yanıtlayan şikâyetçi, memuriyetten çıkarılmasına gerekçe gösterilen ‘izinsiz ve özürsüz işe gitmemek’ gibi bir durumun söz konusu olmadığını söylemiştir. Belediyedeki görevinin yanında Mimarlar Odası Şube Başkanı olduğunu ve üniversitede ders verdiğini anlatan şikâyetçi, bu 3 görevi de Belediye Başkanının onayı ile yaptığını; kurumlarla ortak proje hazırlayıp uyguladıklarını anlatmıştır. Proje yöneticisi olarak çalışmasının büyük bölümünün dışarıda olduğunu kaydeden şikâyetçi, bu nedenle işyerinin kendisine gidiş gelişlerde ‘İmzanı aramıyorum’ dediğini ve imza zorunluluğu getirilmediğini savunmuştur. Üyelerin, cevap ve düzeltme talebinde bulunup bulunmadığı sorusuna şikâyetçi, daha önceki talepleri karşılanmadığı için cevap yazısı göndermediklerini ifade etmiştir.
Şikâyetçi, Türkiye gazetesindeki haberde ve köşe yazısında, kendisine suç isnadında bulunulduğunu, hakarete edildiğini, iş yaşamı ile toplumdaki saygınlığına ve kişilik haklarına saldırıldığını söyleyerek, başvurusundaki taleplerini yinelemiştir.
Şikâyetçinin salondan ayrılmasının ardından Lüksek Kurul dosyanın müzakeresine geçmiştir. Söz alan üyelerin tamamı, Genel Sekreterlik raporunda şikâyet edilen haberde etik ihlali olmadığı tespitini ve şikâyetin yersizliği kararı alınması önerisini isabetli bulmuştur. Üyeler haberin görünür gerçeği yansıttığını, şikâyetçiye yönelik ifadelerin eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarında kaldığı görüşünde birleşmiştir.
Köşe yazısında ise etik ihlali olup olmadığı konusunda ise üyeler farklı görüş bildirmiştir. Üyelerden bazıları köşe yazasında etik ihlali olduğunu söyleyip rapordaki tespite katılarak, şikâyet edilen hakkında ‘uyarı’ kararı alınmasını önermiştir. Çoğunluk ise yazının görünür gerçeğe uygun olduğunu, yazarın eleştiri ve yorum yapma hakkını kullandığını ve etik ihlalinin söz konusu olmadığını savunmuştur.
SONUÇ :
Müzakerenin tamamlanmasının ardından yapılan oylamada Yüksek Kurul, şikâyet edilen haberde etik ihlali olmadığını OY BİRİLĞİ, köşe yazısında ise OY ÇOKLUĞU ile saptamış, şikâyet edilenler hakkında ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ kararı almıştır.
Şikâyet edilenlerden Türkiye gazetesi muhabiri Emrah Özcan ve Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan haklarında OY BİRİLĞİ, yazar Fatih Selek hakkında ise OY ÇOKLUĞU ile ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ kararı alınmasına karar verilmiştir.