BASIN KONSEYİ, SABAH YAZARI HİLAL KAPLAN HAKKINDAKİ
BAŞVURUDA ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ KARARI ALDI
YÜKSEK KURUL KARARI
DOSYA NO : 2022- 48
KARAR TARİHİ : 9.11.2022
ŞİKAYET EDEN : Tezcan Karakuş CANDAN (TMMOB Mimarlar Odası
Ankara Şubesi Başkanı)
Konur Sokak 4/3 YENİŞEHİR ANKARA
ŞİKAYET EDİLEN : Hilal KAPLAN (Sabah Gazetesi yazarı.)
Güzeltepe Mah. Mareşal Fevzi Çakmak Cad. B Blok No:29/1/1 EYÜP- İSTANBUL
ŞİKAYET KONUSU :
SABAH gazetesinde 3.10.2022 tarihinde Hilal Kaplan’ın “Türkiye sırtını Batı’ya mı
dönüyor?” başlıklı yazısında Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyette
bulunulmuştur.
Basın Konseyi’ne 7.10.2022 tarihlerinde şikâyette bulunan TMMOB Mimarlar Odası
Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, söz konusu köşe yazısının “Mustafa
Kemal’in memuru” ara başlıklı bölümde, kendisine yönelik ifadelerin eleştiri sınırlarını
aştığını ileri sürmüştür.
Köşe yazısının, kamuoyundaki itibarını zedelemek ve hakkında olumsuz algı
yaratmak amacını taşıdığını savunan şikâyetçi, hukuksuz şekilde alındığını iddia
ettiği memuriyetten ihraç kararı gerekçe gösterilerek hakkında linç kampanyası
başlatıldığını iddia etmiştir. İçişleri Bakanlığı tarafından verilen soruşturma izninin
Danıştay 1’inci Daire kararıyla kaldırılmasına rağmen, memuriyetten çıkarılmasının
hukuksuz olduğunu öne süren şikâyetçi, yargı denetimine açık ve değişmesi olası
idari karar olduğu gerçeğinin gizlenerek, kesin karar gibi sunulduğunu savunmuştur.
Söz konusu köşe yazısında kendisine iftira atıldığını, kişilik haklarına saldırıldığını ve
hedef gösterildiğini ileri süren şikâyetçi, şikâyet edilen hakkında Basın Meslek
İlkeleri’nin 4, 6 ve 13’üncü maddelerini ihlalden işlem yapılmasını talep etmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ :
Şikâyet başvurusu şikâyet edilen Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan’a 11.10.2022
tarihinde PTT aracılığı ile gönderilmiş, posta ‘alındı’ belgesi gelmiştir.
Şikâyet edilen, başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında
uzlaşma sağlanamamıştır.
GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ :
Şikâyet konusu köşe yazısı Sabah gazetesinde 3.10.2022 tarihinde Hilal Kaplan’ın
köşesinde “Türkiye sırtını Batı’ya mı dönüyor?” başlığı ile yayınlanmıştır. Yedi
paragraftan oluşan yazının “Mustafa Kemal’in memuru” ara başlığı altında
şikâyetçinin İçişleri Bakanlığı’nca memuriyetten çıkarılmasını konu alan son iki
paragrafı şöyledir:
“CHP’li Çankaya Belediyesi’nde memur olan, 7 yılda sadece 60 gün işe giden ve
İçişleri Bakanlığı’nca memuriyetten ihraç edilen Tezcan Karakuş Candan, kendisini
şu sözlerle savunmuş: Ben artık Mustafa Kemal’in memuruyum.
En küçük eleştiride bile önüne gelene Atatürk’e hakaretten mahkûmiyet isteyen
savcılarımız umuyoruz bu ‘veciz’ sözü de dikkate alır.”
Şikâyetçi, kamusal görev yapan, toplumda tanınan bir kişidir ve memuriyetten
çıkarılması kamuoyunda yoğun tartışılmıştır. Şikâyet edilen yazarın konuyu köşesine
taşımasında; İçişleri Bakanlığı’nın aldığı kararı haklı bulmasında; yorum yapıp
kanaatini açıklamasında, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırı aşılmadığı sürece sorun
yoktur.
Köşe yazısındaki, gerçekliği kesin olmayan “7 yılda sadece 60 gün işe giden” ifadesi
görünür gerçeğe uygun değerlendirilse dahi, şikâyetçinin “Ben artık Mustafa Kemal’in
memuruyum” sözünün, savcıların harekete geçmesini gerektirecek bir ifade olarak
sunulması sorunludur. Yazar, “En küçük eleştiride bile önüne gelene Atatürk’e
hakaretten mahkûmiyet isteyen savcılarımız umuyoruz bu ‘veciz’ sözü de dikkate alır”
ifadesiyle, şikâyetçiye 5816 Sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu’nda 3 yıl hapis cezası
gerektiren suç isnadında bulunmuş ve savcıların harekete geçmesini talep etmiştir.
Şikâyetçi, faaliyetleriyle ve üstlendiği kamusal görevi nedeniyle toplum tarafından
tanınmakta, ‘Cumhuriyetçi’ ve ‘Atatürkçü’ kimliği ile bilinmektedir. Şikâyet edilen
yazıda, Atatürk’e hakaret ettiği imasıyla suç isnadı yapılmıştır. Kamusal görev yapan
ve toplumda tanınan kişiler, haklarında yapılan ağır ve sarsıcı eleştirilere tahammül
göstermek durumunda olsalar da şikâyetçinin ‘Atatürk’e hakaret’ suçu işlediği isnat
edilerek kamuoyunda itibarının zedelenmesine ve küçük düşürülmeye katlanması
beklenemez. Şikâyet edilen yazıda eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırları aşılmış, etik
ihlalinde bulunulmuştur.
Açıklanan bu nedenle şikâyet edilen köşe yazısında, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri
ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira
niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü; “Yasaların suç saydığı
eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye
atfedilemez” şeklindeki 10’uncu maddelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikâyet
edilen hakkında ‘Basın Meslek İlkeleri’nin 4 ve 10’uncu maddelerini ihlalden UYARI
kararı alınmasını öneririz.
YÜKSEK KURUL’UN DEĞERLENDİRMESİ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nun, 9.11.2022 tarihinde yaptığı toplantıda şikâyet
dosyasını görüşülmüştür. Genel Sekreterlik raporunun sunumunun ardından Yüksek
Kurul, toplantıya katılıp açıklama yapma talebinde bulunan şikâyetçi Tezcan Karakuş
Candan’ın vekili Av. Turgut Kazan’ı davet ederek dinlenmiştir.
Şikâyetçi vekili, şikâyetçinin Çankaya Belediyesi’ndeki memuriyetten çıkarılması
sürecini anlattıktan sonra, hukuksuz olduğunu savunduğu kararın iptali için yargıya
başvurduklarını söylemiş, bunlara ilişkin belgeler sunmuştur. Yüksek Kurul’da
üyelerin sorularını da yanıtlayan Av. Turgut Kazan, müvekkili hakkında İçişleri
Bakanlığı’nca verilen soruşturma izninin, Danıştay’ın şikâyetçinin ‘izinsiz mesaiye
uyulmadığından söz edilemeyeceği’ gerekçesiyle kaldırdığını, bu yargı kararına
rağmen Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulu’nun soruşturma yaparak müvekkilini
memuriyetten çıkarma kararı verdiğini söylemiştir. Hukukun ihlal edildiğini ve konuyu
yargıya taşıdıklarını söyleyen şikâyetçi vekili, etik ihlali yönünden de Basın
Konseyi’nin şikâyet edilen hakkında yaptıkları başvurudaki talepler doğrultusunda
karar vermesini istemiştir.
Yüksek Kurul, şikâyetçi vekilinin toplantıdan ayrılmasından sonra dosyanın
müzakeresine geçmiştir. Söz alan üyeler Genel Sekreterlik raporundaki tespitlerin
tamamını yersiz bulmuştur.
Şikâyet edilen köşe yazısındaki “Atatürk’e hakaretten mahkûmiyet isteyen
savcılarımız umuyoruz bu ‘veciz’ sözü de dikkate alır” ifadesinin, şikâyetçiye yönelik
eleştiri olduğunu savunan üyeler, bu ifadelerden şikâyetçiye “Atatürk’e hakaret” suçu
isnadı yapıldığı çıkarımı yapılamayacağını dile getirmişlerdir. Üyeler, raporda yazarın
‘şikâyetçinin 5816 Sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu kapsamında 3 yıla kadar hapis
cezası istemiyle yargılanması için savcıları harekete geçirmek istediği’ iddiasının da
niyet okumak olduğunu söylemiştir.
SONUÇ :
Müzakerenin tamamlanmasının ardından oylama yapılmıştır. Yüksek Kurul, şikâyete
konu köşe yazısında Basın Meslek İlkeleri’nin ihlali olmadığını OY BİRİLĞİ ile
saptamış ve yine OY BİRİLĞİ ile ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ kararı almıştır.
Şikâyet edilen SABAH gazetesi yazarı Hilal Kaplan hakkında OY BİRLİĞİ ile
‘ŞİKÂYETİN YERSİZİLĞİ’’ kararı alınmasına karar verilmiştir.