YOUTUBE RÖPORTAJCILARINA GETİRİLEN EV HAPSİ, YASALARA AYKIRIDIR.
Hafta sonu yine ifade ve düşünceyi yayma ve açıklama yapma özgürlüğü suç sayıldı. Sokak röportajları yapan ”Kendine muhabir’, ‘İlave TV’ ve ‘Sade Vatandaş’ adlarıyla sokak söyleşileri yapan 3 Youtuberın gözaltına alınmalarına ve çıkarıldıkları mahkemece ev hapsine çarptırıldıkları ve yurtdışına çıkış yasağı getirildiğine tanık olduk. İlk kez böylesi yasaklarla, cezalarla karşılaşılması, Türkiye’nin demokrasi ikliminden bir kez daha uzaklaştırılma isteklerinden öte bir gayretkeşliktir.
Oysa, Anayasamızın 12. maddesine göre herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel haklar içerisinde en önemli haklardan birisi de düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüdür. Anayasamız bu özgürlüğü 25 ve 26. maddelerinde düzenlemiştir.
Buna göre herkes, düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahip olup, yine herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.
Anayasamızın 13. maddesine göre ise “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.”
Ayrıca Anayasal olarak bağlı olduğumuz, altında devlet olarak imzamız bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi gereğince de herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu halk, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü, haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar.
Anayasa Mahkemesi’nin çok sayıda kararında, ifade özgürlüğüne verilen önemi vurguladığı ve bu konudaki engellemelerin hak ihlali oluşturduğu kararlılıkla belirtilmektedir.
Tüm bu hukuksal çerçeveye rağmen, Youtuber olarak bilinen üç kişinin bir ‘şafak operasyonu’ ile gözaltına alınması, bu hakkın kullanılması bakımından tüm topluma yöneltilmiş hukuk dışı bir tehdit olarak görülmelidir.
Oysa, iktidar medyası ve sosyal medya kanalları, bu hakkı sonuna kadar kullanırken, muhalif düşünce ve fikirlerin açıklandığı sosyal medya kanallarına, eşitliğe de aykırı olarak getirilen yasakların kabul edilmesi her açıdan olanaksızdır.
Basın özgürlüğünün de temeli olan ifade özgürlüğü, demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biridir.
Türkiye’yi, Anayasasının değiştirilemez maddeleri arasında yer alan demokratik, laik hukuk devleti olmaktan çıkaran bu tür girişimleri kınadığımızı, bu tür engellemelerin anayasal suç oluşturduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Yetkilileri ve görevlileri ifade özgürlüğünü engelleyici davranmaktan kaçınmaya davet ederiz.
BASIN KONSEYİ
İlk yorum yapan olun