SABAH GAZETESİ YAZARI DİLEK GÜNGÖR HAKKINDAKİ BAŞVURUDA ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ KARARI

BASIN KONSEYİ, SABAH GAZETESİ YAZARI DİLEK GÜNGÖR HAKKINDAKİ BAŞVURUDA ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ KARARI VERDİ

BASIN KONSEYİ, SABAH GAZETESİ YAZARI DİLEK GÜNGÖR HAKKINDAKİ BAŞVURUDA ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ KARARI VERDİ.

YÜKSEK KURUL KARARI

DOSYA NO                   : 2024 – 30

KARAR TARİHİ            : 10.07.2024

ŞİKÂYET EDEN           : Ankara Tabip Odası
                      Kızılay, Mithatpaşa Caddesi  No: 62/18 ÇANKAYA / ANKARA

VAKİLİ                          : Av. Ender BÜYÜKÇULHA

ŞİKÂYET EDİLEN        : Dilek GÜNGÖR (Sabah Gazetesi Yazarı)
5. Levent Mah. Mareşal Fevzi Çakmak Cad. B Blok No:29/1/1 EYÜP / İSTANBUL

ŞİKAYET KONUSU:

SABAH gazetesi yazarı Dilek Güngör’ün köşesinde 22.05.2024 tarihinde yayınlanan “Sırada kim var?” başlıklı yazıda, Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyette bulunulmuştur.

Şikâyetçi olan Ankara Tabip Odası’nın vekili Av. Ender Büyükçulha, Basın Konseyi’ne 24.05.2024 tarihinde yaptığı başvuruda, söz konusu köşe yazısında hekimlerin haksız ve yersiz biçimde vergi kaçıran kişiler olarak gösterildiği savunulmuştur. Yazıda hekimlere ve hekimlik mesleğinin onur ve saygınlığına saldırıda bulunulduğu ileri sürülen başvuruda özetle şu ifadelere yer verilmiştir:

“Müvekkilim Ankara Tabip Odası, Anayasa’nın 135’inci maddesi ile 6023 Sayılı TTB Yasası hükümlerine göre kurulmuş kamu tüzel kişiliğine haiz kılınmış, tıp hekimlerinin meslek örgütüdür. Görev ve sorumlulukları arasında üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak hükümleri de yer almaktadır.

Yazıda vergi kaçakçılığına karşı yürütülen kimi çalışmalara değinilirken ‘ Önümüzdeki günlerde başta kuyumcular ve doktorlar olmak üzere yüksek kazanç sağlamalarına rağmen çeşitli yollarla vergi kaçıranlar tek tek ortaya çıkacak…’ şeklinde ifadeler kullanılmıştır. Yazar söz konusu ifadeler ile bütün olarak tıp hekimlerini ‘Yüksek kazanç sağlamalarına rağmen çeşitli yollarla vergi kaçıranlar’ olarak itham etmiştir. Tıp hekimleri peşinen suçlu ilan edilmiş, hekimlik mesleği küçük düşürülüp aşağılanmıştır.”

Başvuruda hekimleri karalayan bu tür yayınların olumsuz algı, nefret ve düşmanlık duyguları yarattığı ve sağlıkta şiddet konusunda sonuçları olduğu vurgulanarak, yazar Dilek Güngör hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 1, 4, 6, 9, 10 ve 13’ncü maddelerini ihlalden yaptırım uygulanması talep edilmiştir.

UZLAŞMA ÖNERİSİ

Şikâyet başvurusu, şikâyet edilen Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör’e 31.05.2024 tarihinde PTT aracılığı ile gönderilmiş ve posta ‘alındı’ belgesi gelmiştir.

Şikâyet edilen, başvurudaki iddialarına süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.

GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ:

Şikâyete konu “Sırada kim var?” başlıklı yazı Sabah gazetesinde Dilek Güngör’ün köşesinde 22.05.2024 tarihinde yayınlanmış, aynı gün gazetenin internet sitesinde de yer almıştır.

Yazının girişinde, enflasyonist ortamda kârlarını artıran ancak vergi ödemeyen şirketlerin mercek altına aldığını daha önce yazdığını hatırlatan yazar, bunun sonuçların alınmaya başladığını savunmuştur.  Örnek olarak Maliye’nin, demir- çelik sektöründe 2 şirkete 7 milyar liralık rekor ceza kesildiği, MASAK’ın devreye girdiği belirtilen yazıda, bu şirketlerin piyasayı manipüle ettiği, fiyat istikrarını bozduğu, sahte faturalar ile kamuyu zarara uğrattığına da yer vermiştir.

Söz konusu şirketlerin adlarının gizli tutulduğu, bu gelişme karşısında aynı sektördeki İsdemir, Erdemir ve Kocaer Çelik’in herhangi bir cezaya muhatap olmadıklarını açıkladıklarını belirten yazar, “Cezayı alanlardan ses yok. Ama ceza almayanlar açıklama yapıyor… Kimin ceza aldığının da çok önemi yok aslında. Önemli olan Maliye’nin vergi kaçakçılığı ile proaktif adımlara başlaması” ifadeleri kullanılmıştır. Vergi kaçıranlarla mücadelenin devam edeceğini “Sırada kim var dersiniz?” diyerek sürdüren yazar, gıda, inşaat, otomotiv, maden ve beyaz eşya sektöründe vergi dışı kazancın yüksek olduğunun tespit edildiğini savunduktan sonra şikâyete konu olan şu paragrafa yer vermiştir:

“Önümüzdeki günlerde başta kuyumcular ve doktorlar olmak üzere yüksek kazanç sağlamalarına rağmen çeşitli yollarla vergi kaçıranlar tek tek ortaya çıkacak.”

Toplam 12 paragraf, 47 satır ve 339 sözcükten oluşan yazıda şikâyet edilen kısım, sadece bu 1 paragraf, 2 satırlık ve 26 sözcükten ibarettir. Yazının,  geniş kesimlerce eleştirilen iktidarın vergi politikasını desteklemek ve “Maliye’nin çabası takdire şayan” ifadesinde olduğu gibi övgü düzmek amacıyla kaleme aldığı açıktır. Vergi dışı kazancın yüksek olduğu sektörleri/meslekleri sıralayan yazar, aralarında doktorları da saydığı bu mesleklere yönelik denetimin artacağı ve vergi kaçıranların ortaya çıkarılacağı öngörüsünde bunulmuştur.

Yazarın, doktorlara yönelik tek cümlelik ifadeyi kullanırken gerekli özeni göstermediği ileri sürülerek eleştirilebilir. Şikâyetçi Ankara Tabip Odası’nın ve hekimlerin yazıda, kendilerine yönelik ‘yüksek kazanç sağlamalarına rağmen çeşitli yollarla vergi kaçıranlar’ şeklinde genel ifade kullanılmasından rahatsız olması ve tepki göstermesi de doğaldır. Ancak şikâyet başvurusunda ileri sürüldüğü gibi ‘bütün tıp hekimlerin yüksek kazanç sağlamalarına rağmen çeşitli yollarla vergi kaçırmakla itham edildiği’; ‘hekimlerin peşinen suçlu ilan edildiği’; ‘mesleğin küçük düşürülüp aşağıladığı’ iddiasında bulunmak aşırı alınganlık ve objektiflikten uzak değerlendirmedir.

Bir köşe yazarının, hekimlik mesleğini yüksek kazanç sağlayan meslekler arasında sayması; Maliye’nin önümüzdeki günlerde ‘çeşitli yollarla vergi kaçıranları tek tek ortaya çıkarmak’ için denetimleri artıracağı; doktorlar arasından vergi kaçıranların çıkacağı öngörüsünde bulunması, Basın Meslek İlkeleri ihlali oluşturmaz. 

Açıklanan bu nedenlerle şikâyet edilen “Sırada kim var” başlıklı köşe yazısında eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarının aşılmadığı ve etik ihlali yapılmadığı kanaatindeyiz. Şikâyet edilen hakkında  ‘Şikâyetin Yersizliği’ kararı alınmasını öneririz.

YÜKSEK KURUL DEĞERLENDİRMESİ:  

Basın Konseyi Yüksek Kurulu,  şikâyet başvurusunu 10.07.2024 tarihinde yaptığı toplantıda görüşmüştür. Genel Sekreterlik raporunun sunumunun ardından Yüksek Kurul dosyanın müzakeresine geçmiştir.

Söz alan üyelerin büyük çoğunluğu, raporda şikâyet edilen köşe yazısında Basın Meslek İlkeleri ihlali olmadığı, genel ifadelerle vergi denetimleriyle ilgili öngörüde bulunan yazarın, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşmadığı tespitlerine katılmıştır. Bazı üyeler ise sağlık çalışanlarının şiddete maruz kaldıklarını, böyle bir ortamda yazarın daha dikkatli dil kullanması beklenirken bunu yapmamasının etik açıdan tartışılmasını talep etmiştir.

Yüksek Kurul bu konuyu tartışmaya açmıştır. Söz alan üyeler, yazarın herhangi bir isim vermeden genel ifadeler kullanarak vergi denetimleri konusunda öngörüde bulunmasının etik ihlali olmadığı görüşünde birleşmiştir.  Yazarın kullanacağı üsluba ve yazı tarzına karışmanın ifade özgürlüğüne müdahale olacağını belirten üyeler, ele aldığı bir konuda eleştirme, yorum yapma, öngörüde bulunma ve kanaat açıklama hakkına sahip olduğunu söylemiştir.  Yüksek Kurul,  şikâyet edilen köşe yazısında sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddet olayları dikkate alınmadan özensiz ifadeler kullanılmış olsa da eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarının aşılmadığı ve etik ihlali yapılmadığında ittifak etmiştir.

SONUÇ:

Müzakerenin tamamlanmasının ardından oylamaya geçen Yüksek Kurul, şikâyet edilen köşe yazısında Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edilmediğini OY BİRLİĞİ ile saptamış ve OY BİRLİĞİ ile  ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ kararı almıştır.

Sonuç olarak şikâyet edilen Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör hakkında yapılan başvuruda OY BİRLİĞİ ile ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ kararı verilmiştir.

Basın Konseyi heyeti, Ulu Önderimiz Atatürk’ün vefatının 86. yıldönümü nedeniyle özel izinle Anıtkabir’i ziyaret programı gerçekleştirdi.
Haberler

BASIN KONSEYİ HEYETİ ANITKABİR’İ ZİYARET ETTİ

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdığı mesajda “Aziz Atatürk. Bir asır önce, ‘Basın milletin müşterek sesidir. Basın özgürlüğünden doğacak mahzurların giderilme vasıtası yine basın özgürlüğüdür’ demiştiniz. Ne var ki milletin ortak sesi ve kuvveti, rehberi olduğunu söylediğiniz basının, bir takım güçlerce kuşatma altına alındığını size şikâyet etmek istiyoruz” ifadelerine yer verdi. […]