YÜKSEK KURUL KARARI
DOSYA NO : 2024 – 41
KARAR TARİHİ : 13.11.2024
ŞİKAYET EDENLER : 1- Av. Aydeniz Alisbah TUSKAN (İKKB Koordinatörü)
2- Av. Aylin MORALIOĞLU (TÜKD İkinci Başkanı)
ŞİKAYET EDİLENLER : 1- Ali KARAHASANOĞLU ( Yeni Akit gazetesi yazarı)
2- Halil KIŞLACIK (Yeni Akit gazetesi Yazı İşleri Müdürü)
ŞİKAYET KONUSU:
YENİ AKİT gazetesinde 06.10.2024 tarihinde yazar Ali Karahasanoğlu imzasıyla yayınlanan “Medeni Kanunun 98. Yılında İki Genç Kızın Acı Tablosu” başlıklı köşe yazısında, Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyette bulunulmuştur.
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) adına İkinci Başkan Av. Aylin Moralıoğlu ile İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) adına Koordinatör Av. Aydeniz Alisbah Tuskan’ın 09.10.2024 tarihinde Basın Konseyi’ne yaptıkları başvurularda, söz konusu yazıda Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği savunulmuştur.
Şikâyetçilerden Av. Aylin Moralıoğlu, söz konusu yazıda TÜKD önceki dönem başkanı, kadın hakları uzmanı ve onurlu bir üyeleri olduğunu belirttiği Nazan Moroğlu’na iftira atıldığını ve topluma hedef gösterildiği iddia etmiştir. Başvuruda özetle şu ifadelere yer verilmiştir:
“TÜKD önceki dönem başkanımız ve derneğimizin saygın bir üyesi olan kadın hakları uzmanı ve akademisyen Av. Nazan Moroğlu ülkemizdeki toplumun vicdanını yaralayarak sarsan, vahşice işlenmiş kadın cinayetlerinin sorumlusu gibi gösterilerek, suçlanmış ve kamuoyu önünde hedef olarak gösterilmiştir.
Gerçekleri çarpıtma, saptırma amaçlı olarak kullanılan ifadeler, toplum nezdinde ayrımcılığa ve şiddete yol açabilecek niteliği ile Av. Nazan Moroğlu’na iftira niteliğinde olup, aşağılama ve hakaret niteliği taşımaktadır. Haksız isnatla Av. Nazan Moroğlu vicdanları sarsan kadın cinayetlerinin şiddet olaylarının sorumlusu gibi gösterilmiş, kişilik hakları zedelenmiştir.
Yazıda, ‘Evlenmeden birlikte yaşamı topluma dayatan laikçiler, İslam’daki mehir ve diğer hakları da gözetmeksizin kadınları açıkça istismar ettiriyorlar’ ifadeleri Türkiye Cumhuriyeti’nin laik devlet olma özelliği ve Cumhuriyet devrimi olan Medeni Kanun, Anayasanın değiştirilemez hükmünden olan ilk dört maddesi, Anayasanın 174. ve 10’unu Maddesine açıkça aykırılık taşımaktadır.”
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Koordinatörü Av. Aydeniz Alisbah Tuskan da şikâyet konusu yazıda İKKB’nin öneki dönem Koordinatörü olan Nazan Moroğlu’nun, Medeni Kanun konusunda yaptığı açıklamadaki ifadelerin çarpıtıldığını; iftira atılıp hedef gösterildiği iddia etmiştir.
Her iki başvuruda da şikâyet edilenler hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 1, 2, 4, 5, 9, 10, 12 ve 13’üncü maddelerini ihlalden gerekli kararın alınması talep edilmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ:
Şikâyet başvuruları, Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu ile gazetenin Yazı İşleri Müdürü Halil Kışlacık’a 09.10.2024 tarihinde PTT aracılığı ile gönderilmiş ve ‘alındı’ belgesi gelmiştir.
Şikâyet edilenler, başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ:
Şikâyet edilen Ali Karahasanoğlu imzalı “Medeni Kanunun 98. Yılında İki Genç Kızın Acı Tablosu” başlıklı yazı, 06.10.2024 tarihinde Yeni Akit gazetesi ve gazetenin internet sitesinde yayınlanmıştır.
Bazıları birer satır halinde toplam 61 paragraftan oluşan 3.5 ekranlık yazının girişinde, İstanbul’da 04.10.2024 günü psikolojik sorunları olan 19 yaşındaki bir gencin aynı yaşta 2 kızı öldürüp Edirnekapı surlarında intihar etmesi hatırlatılmış; nazanmoroglu.com internet sitesinde 4 Ekim 1926’da Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinin yıldönümü nedeniyle yayınlanan “Devrim Yasamız Medeni Kanun 98 Yaşında” başlıklı yazı bu vahşetle ilişkilendirilerek gündeme getirilmiştir.
Şikâyet edilen yazar, Edirnekapı surlarındaki vahşetin yaşandığı gün (04.10.2024) akademisyen ve kadın hakları uzmanı Av. Nazan Moroğlu’nun söz konusu yazıyı yayınlandığını vurgulamış; olayın sorumlularının Laiklik ve Medeni Kanunu savunanlar olduğunu ileri sürmüştür. Şikâyetçi olan İKKB ve TÜKD’nin önceki dönem koordinatörü olan Av. Nazan Moroğlu’nun yazısından “Devrim Yasamız Medeni Kanun, laik hukukun ve hukuk birliğinin simgesidir…. Türkiye’de çağdaş ve laik hukuk düzeninin kilometre taşlarından Medeni Kanun’un yürürlüğe girmesinin üzerinden tam 98 yıl geçti… Medeni Kanun’un kabul edilmesiyle Türk kadını erkekler gibi eşit yurttaş oldu… Türk kadınını gereken saygınlığına kavuşturan Medeni Kanun aynı zamanda bir kadın devrimidir… Medeni Kanun ile tek eşlilik, resmî nikâh zorunlu oldu” ifadelerini alıntılayan yazar, onu şu ifadelerle hedef almıştır:
“Boş ver edebiyatı Nazan hanım….
Tek eşlilik, öyle mi? Ne kadar vicdansızsınız, ne kadar yalancısınız…
Allah sizi ne yapsın bilmiyorum…
Toplumu getirdiğiniz nokta, hem de akıl hastası olan bir kişinin, evlenmeden, bir yıl şu kızla, ertesi yıl bir başka kızla gezdiği, sonra da ikisini birden öldürdüğü noktadır.
Türk kadını 1926’da Medeni Kanunun kabul edilmesi ile eşit yurttaşlar olduysalar, buyurun iki genç kızımızın vahşice öldürülmesinin sorumluluğunu üstlenin.
Resmi nikâh zorunluluğu imiş. Ne kadar sahtekârsınız.
Bu dediklerinin hepsi yalan, hepsi palavra Nazan hanım….
Evlenmeden birlikte yaşamı topluma dayatan laikçiler, İslam’daki mehir ve diğer hakları da gözetmeksizin kadınları açıkça istismar ettiriyorlar.
İnsanda utanma olur.”
Şikâyet edilen yazarın dünya görüşü ve gazetesinin yayın politikasının Laiklik ve Devrim Yasaları karşıtı olduğu bilinmektedir. Yazarın bu görüşüne uygun olmayan “Devrim Yasamız Medeni Kanun 98 Yaşında” başlıklı yazıdan alıntı yaparak eleştirmesinde sorun yoktur. Yazıda hedef alınan Av. Nazan Moroğlu, toplumda tanınan bir akademisyen ve hukukçu olması nedeniyle hakaret ve iftira içermediği; kişilik haklarının ihlal edilmediği sürece kendisine yöneltilen ağır ve sarsıcı eleştirilere tolerans göstermek durumundadır. Şikâyet başvurularında, yazıda Anayasa ve Devrim Yasalarına karşı suç işlendiği her ne kadar iddia edilmişse de Basın Konseyi yargı mercii olmayıp, şikâyete konu yayında sadece Basın Meslek İlkeleri denetimi yapmakla görevlidir.
Şikâyet edilen yazı içeriği değerlendirildiğinde, şikâyetçi İKKB veTÜKD önceki dönem koordinatörü olan Av. Nazan Moroğlu’nun ‘Yalancı’, ‘Utanmaz’, ‘Vicdansız’ ve Sahtekâr’ sözcükleriyle açıkça hedef alınması sorunludur. Sözlüklerde ‘yalan söylemeyi huy edinen’ anlamındaki YALANCI; ‘Utanma duygusu olmayan, yüzsüz, arsız’ anlamındaki UTANMAZ; ‘Vicdandan yoksun’ anlamındaki VİCDANSIZ sözcükleri hakaret olmayıp kaba söz kabul edilirken, ‘dolandırıcı, üçkâğıtçı’ anlamındaki SAHTEKÂR sözcüğü ise yargıda ceza gerektiren hakaret suçunu oluşturmaktadır. Cumhuriyeti, Laikliği ve Devrim Kanunlarını savunan yazısı nedeniyle Av. Nazan Moroğlu’na yönelik kaba söz ve hakaret sözcüklerinin kullanılması; salt toplumdaki saygınlığına zarar vermek saikiyle mesnetsiz suçlamalarda bulunulması eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşan etik ihlali olarak değerlendirilmelidir.
Açıklanan bu nedenlerle şikâyet edilen “Medeni Kanunun 98. Yılında İki Genç Kızın Acı Tablosu” başlıklı yazıda, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü maddesinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikâyet edilen hakkında ‘uyarı’ kararı alınmasını öneririz.
YÜKSEK KURUL DEĞERLENDİRMESİ:
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, şikâyet başvurusunu 13.11.2024 tarihinde yaptığı toplantıda görüşmüştür. Genel Sekreterin raporunu okumasının ardından dosyanın müzakeresine geçilmiştir.
Söz alan üyeler, şikâyet edilen köşe yazısında etik ihlali yapıldığına ilişkin rapordaki tespitlerin isabetli ve yerinde olduğunda ittifak etmiştir. Raporda ihlal edilen madde ve alınacak karar önerileriyle ilgili üyeler farklı görüş savununca Yüksek Kurul bu önerilerin yeterli olup olmadığını tartışmıştır.
Çoğunluk, şikâyet edilen köşe yazısında sadece kaba söz ve hakaret içeren ifadeleriyle yetinilmediğini; “Kadınları açıkça istismar ettiriyorlar”, “Vicdanları sarsan kadın cinayetlerinin sorumlusu”, “İki genç kızımızın vahşice öldürülmesinin sorumluluğunu üstlenin” ifadeleriyle mesnetsiz suç isnadında bulunulduğunu Savunmuştur.. Bu görüşteki üyeler, hakaretin ve suç isnadının eleştiri ve ifade özgürlüğü olmadığını bu nedenle şikâyet edilen hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 4’üncü maddesinin yanı sıra 9’uncu maddenin de ihlal edildiğini; ihlalin ağırlığı karşısında ‘uyarı’ kararı alınmasının yetersiz kalacağı için ‘kınama’ kararı alınmasını talep etmiştir.
Bu görüşe katılmayan üyeler, köşe yazarının görüşlerini açıklarken ağır eleştiride bulunabileceğini; ancak şikâyet edilen yazıda kaba söz ve hakaret içeren ifadeler kullanılmasının etik ihlali olduğuna dikkati çekmiştir. Bu üyeler, raporda önerildiği gibi şikâyet edilen hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 4’üncü maddesinin ihlalden ‘uyarı’ kararı alınmasının yeterli olacağı savunmuştur.
SONUÇ:
Müzakerenin tamamlanmasının ardından oylamaya geçilmiştir. Yüksek Kurul, şikâyet edilen köşe yazısında Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü maddesinin ihlal edildiğini OYBİRLİĞİ ile;
“Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe, hiç kimse ‘suçlu’ ilan edilemez” şeklindeki 9’uncu maddesinin ihlal edildiğini OY ÇOKLUĞU ile saptamış ve OY ÇOKLUĞU ile ‘KINAMA’ kararı almıştır.
Sonuç olarak şikâyet edilenler Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu ve Yazı İşleri Müdürü Halil Kışlacık haklarında Basın Meslek İlkeleri’nin 4 ve 9’uncu maddelerini ihlalden OY ÇOKLUĞU ile ‘KINAMA’ kararı verilmiştir.