BKYK KARARI 2022-07

BASIN KONSEYİ, SABAH GAZETESİ HAKKINDAKİ ŞİKÂYETTE ‘UYARI’ KARARI VERDİ

YÜKSEK KURUL KARARI

DOSYA NO              :  2022- 07

KARAR TARİHİ : 09.03.2022

ŞİKAYET EDENLER  Sait DOĞAN, Bayram AKTAŞ, Ahmet ÇIRTLIK, Oktay TUNÇER, Fırat DOĞAN,alel H Halil YILMAZ, Özgür BALKIR, Mustafa KILIÇ, Nurettin KAYA, Taylan Özgür SEVER, Turan AKKAYA, Umut KIZILIRMAK, Uğur DERMAN

VEKİLİ : Av. Cem PEPE

ŞİKAYET EDİLEN/LER : 1- Erdal ŞAFAK (Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni)

2- Halit TURAN (Sabah Gazetesi muhabiri)

3- Şefik ÇALIK (Sabah Sorumlu Yazı İşleri Müdürü)
Güzeltepe Mah. Mareşal Fevzi Çakmak Cad. B Blok No:29/1/1, Eyüpsultan/İstanbul

ŞİKÂYET KONUSU       :

SABAH gazetesi ve gazetenin sabah.com.tr internet sitesinde 11.12.2021 tarihinde yayınlanan “PKK’nın dağ kadrosundan İBB’ye! İşte belediyedeki görevleri ve kimlikleri”, 12.12.2021 tarihinde yayınlanan “İşte İBB çalışanının terör sicili! Kandil’e gidip örgüt yöneticilerinden talimat almış” ve “İmamoğlu ve sözcüsüne bir tokat daha”,14.12.21021 tarihinde yayınlanan “PKK, DHKP-C derken şimdi de FETÖ’cüler çıktı. Sabah, İBB’deki o FETÖ’cüleri ve görevlerini açıklıyor”,15.12.2021 tarihinde yayınlanan “İBB’de yeni skandal. Polisin şehit edildiği olaya karışan DHKPC’liyi de işe aldılar” başlıklı haberlerde, Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyette bulunmuştur.

Şikâyetçilerin avukatı Cem Pepe, Basın Konseyi’ne yaptığı başvuruda, şikâyet edilen haberlerde gerçek dışı iddialarla müvekkillerine ‘terörist’ isnadında bulunulduğunu; kimlikleri ve fotoğrafları yayınlanarak hedef gösterildiklerini savunmuştur.

Şikâyetçilerin kişilik haklarına saldırıldığını, toplum nazarında saygınlıklarına zarar verildiği iddia edilen başvuruda özetle şu ifadeler yer almıştır:

Yapılan yayınlarda, her ne kadar ismi geçen müvekkiller hakkında ‘gözaltı, tutuklama’ gibi soruşturma/kovuşturma aşamasında başvurulan koruyucu tedbirlere ilişkin bilgilendirme yer alsa da, haberin sunuluş biçimi ve haber başlıklarıyla isnat edilen suçların sübut bulmuş olduğu hususu açık, kesin bir maddi gerçek olarak yansıtılmıştır.

Müvekkiller hakkında kullanılan irtibat, iltisak ve örgüt üyeliği kavramları birbiri içerisine yedirilerek anlam kargaşası yaratılmış, irtibat ve iltisak iddiasıyla yayınlandığı iddia edilen haber içeriklerinin sunuluş biçimi neticesinde, hakkında en ufak bir iddia olan kişi dahi örgüt üyesi gibi yansıtılmıştır.

Haberler, somut gerçeklikten farklı biçimde; müvekkiller hakkında kesinleşen bir yargı kararı varmışçasına kesin ifadelerle sunulmuştur. İçerik ve başlıklarda ölçülülük ilkesine aykırı biçimde yönlendirici ifadeler kullanılmıştır.

Haberlerin bir kısmında müvekkillerin adı, soyadı, çalıştığı yer ve fotoğrafı açık biçimde yer alırken, bir kısmında ise adı, soyadının baş harfi ve fotoğrafın buzlanmış olarak sunulduğu görülecektir. Kimliğin saklanmış izlenimi yaratılsa da adı ve soyadının baş harfi ile çalıştığı yer verildiği için en ufak araştırmada kimliğine ulaşılacak, her türlü tehdit, hakaret ve saldırıya maruz kalacaktır.

Haberler kamuyu bilgilendirmeye yönelik ve olay görünür gerçeğe uygun/güncelmiş gibi yansıtılmış, eleştiri ve haber verme sınırları aşılmıştır.”

Başvuruda şikâyet edilenler hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 4, 5, 6, 9 ve 10’uncu maddelerini ihlalden karar alınması talep edilmiştir.

UZLAŞMA ÖNERİSİ        :

Şikâyet başvurusu, şikâyet edilenler Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Şefik Çalık ve muhabir Halit Turan’a 21.02.2022 tarihinde PTT aracılığı ile gönderilmiştir. Posta alındı’ belgesi gelmiştir.

Şikâyet edilenler, başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.

GENEL SEKRETER GÖRÜŞÜ :

Şikâyet konusu haberler, İçişleri Bakanının, 8 Aralık 2021’de Meclis’te bakanlık bütçesi görüşülürken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) yönetim değişikliğinden sonra teröristlerin işe alındığını; bunlardan 557’sinin FETÖ, PKK/KCK, DHKP-C, MLKP gibi terör örgütlerinde kaydının bulunduğunu söylemesinin ardından yayınlanmıştır.

11.12.2021 tarihinde, “PKK’nın dağ kadrosundan İBB’ye. İşte belediyedeki görevleri ve kimlikleri” başlıklı ve muhabir Halit Turan imzalı haberde, bazı kişilerle birlikte şikâyetçilerden Mustafa Kılıç ve Nurettin Kaya’nın adları açık ve soyadları kodlanarak, buzlanmış izlenimi veren fotoğrafları yayınlanmıştır. PKK’nın dağ kadrosundan oldukları, güvenlik güçlerince yakalanıp tutuklandıkları yazılan şikâyetçilerin, İBB’ye ait İstanbul Ağaç Peyzaj Eğitim Hizmetleri ve Hayvanat Bahçesi İşletmeciliği şirketinde görev yaptıklarına yer verilmiştir.

12.12.2021 tarihinde yine Halit Turan imzalı “İşte İBB çalışanlarının terör sicili” başlıklı haberde, terör örgütünün dağ kadrosunda oldukları, örgüt lehine eylem yaptıkları ya da örgütte kimlikleri bulunduğu ileri sürülen 7 kişi arasında şikâyetçiler Mustafa Kılıç ve Nurettin Kaya’nın adları ve fotoğrafları da yayınlanmıştır. Aynı tarihte yayınlanan “İmamoğlu ve sözcüsüne bir tokat daha” başlıklı haberde şikâyetçilerden Turan Akkaya’nın terör örgütünün gençlik yapılanmasında yer aldığı ve ‘PKK kontenjanından’ İstanbul Personel Yönetim A.Ş.’de (İSPER) işe alındığı yazılmıştır.

13.12.2021 tarihinde muhabir Halit Turan imzalı “İBB’de yeni skandal” başlığı ile yayınlanan ve 15.12.2021 tarihinde güncellenen haberde, şikâyetçiler Fırat Doğan, Halil Yılmaz, Özgür Balkır, Uğur Derman’ın isimleri açık soyadları rumuzlu, fotoğrafları da buzlanmış izlenimi verilerek yer almıştır. Şikâyetçilerin, DHKP-C ve MKP terör örgütlerine üye oldukları, çeşitli olaylara katıldıkları ve cezaevinde yattıkları halde İBB şirketlerinde işe alındıkları yazılmıştır.

14.12.2021 tarihinde, “PKK, DHKP-C derken İBB’den şimdi de FETÖ’cüler çıktı. Sabah İBB’deki o FETÖ’cüleri ve görevlerini açıklıyor” başlığıyla yayınlanan Halit Turan imzalı haberde, şikâyetçilerden Ahmet Çırtlık, Sait Doğan, Bayram Aktaş’ın da aralarında olduğu 5 kişinin isimleri açık soyadları rumuzlu, fotoğrafları da yine buzlanmış izlenimi verilerek yer almıştır. Ahmet Çırtlık’ın üsteğmenlikten, Sait Doğan’ın polis akademisi öğrenciliğinden atıldığı; Bayram Aktaş’ın ev abisi ve belletmen olduğu ve halen İstanbul Personel Yönetim A.Ş.’de (İSPER) görev yaptıkları yazılmıştır. Aynı haberde şikâyetçilerden Fırat Doğan’ın bir polisin şehit edildiği olaya karışan DHKP-C’li olduğuna yer verilmiştir.

Haberlere konu olay, İçişleri Bakanı’nın konuşmasıyla gündeme gelmiştir; günceldir ve haber olarak yayınlanmasında kamusal ilgi ve yarar vardır. İBB’de işe alınanlardan 557 kişinin terör örgütü üyesi olduğu iddiası gerçekse, kanıtını ortaya koyup kim olduklarını yayınlamak elbette gazetecinin görevidir. Şikâyet edilen haberlerde, terörist oldukları ve işe alındıkları ileri sürülen 557 kişiden sadece şikâyetçiler bulunabilmiş, haklarında güvenlik ve istihbarat birimlerindeki kayıtlarda yer aldığı anlaşılan bilgileri yayınlanmıştır.

Şikâyetçiler hakkında açılan soruşturmalarda verilen gözaltı, tutuklama ve meslekten çıkarma kararları, isnat edilen suçun sabit olduğu algısı yaratmak amacıyla, “PKK’nın dağ kadrosundan İBB’ye! İşte belediyedeki görevleri ve kimlikleri”, “İşte İBB çalışanının terör sicili!”, “Sabah, İBB’deki o FETÖ’cüleri ve görevlerini açıklıyor” gibi başlıklarla kesinleşmiş yargı kararıymış gibi sunulmuştur. Haberlerde, şikâyetçiler hakkında yargı sürecine değinilmemiş, haklarında dava açılıp açılmadığı ve açıldıysa nasıl bir karar verildiği ortada bırakılmıştır. Bu durumda şikâyet edilenler, yargı sürecini ya kasıtlı olarak araştırıp soruşturmamış, ya da şikâyetçilerin beraat ettiklerini bildikleri halde habere koymayıp gizlemiştir. Her iki hal de etik ihlalidir.

Haberlerde sadece soyadları kodlanan, adları ve çalıştıkları şirketler açık olarak yazılan şikâyetçiler, buzlanmış izlenimi verilen fotoğraflarına da yer verilerek kimlikleri belli olacak şekilde yayınlanmış, terör örgütü üyesi oldukları algısı yaratılarak hedef gösterilmiştir. Şikâyet edilen haberler, şikâyetçiler hakkında terör örgütü üyesi; görev yaptıkları İBB hakkında da terörist çalıştıran kurum algısı yaratmak üzere kurgulanmış, özle biçim arasındaki denge bozulmuş, gerçek çarpıtılmıştır. Şikâyetçilerin kişilik hakları ve toplumdaki saygınlıkları hedef alınmış, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırları aşılmıştır.

Açıklanan bu nedenlerle şikâyet konusu haberlerde Basın Meslek İlkeleri’nin, “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü; “Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunun haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki” 6’ncı;“Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez” şeklindeki 10’uncu maddelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikâyet edilenler hakkında ‘KINAMA’ kararı alınmasını öneririz.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :

Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Covid önlemleri kapsamında 09.03.2022 tarihinde video konferansla yaptığı toplantıda, dosyayı görüşmüştür. Genel Sekreterlik raporunun sunumunun ardından dosyanın müzakeresine geçilmiş, şikâyet konusu haberlerde etik ihlali olup olmadığı konusunda üyeler farklı görüş dile getirmiştir.

Bazı üyeler, şikâyetçilerin söz konusu örgütlerle irtibatlı ve iltisaklı olduklarına ilişkin yetkili makamlardan yapılan açıklama ve verilen bilgileri yayınlamanın gazetecilik görevi olduğunu söyleyerek, şikâyet edilen haberlerde etik ihlali olmadığı görüşünü savunmuştur. Gazetelerin siyasi ihtilaflarda taraf olabildiğine dikkati çeken üyeler, şikâyet konusu haberlerin bu amaçla yayınlanmış olabileceğini ifade etmiştir.

Yüksek Kurul’da çoğunluk ise şikâyet edilen haberlerde etik ihlali olduğu görüşünü savunmuştur. Şikâyetçiler hakkındaki haberlerde söz konusu örgütlerle irtibatlı ve iltisaklı olduklarının yazılmasıyla yetinilmediğini vurgulayan üyeler, haklarında ‘suçlu’ olduklarına ilişkin kesinleşmiş yargı kararı varmış gibi kurgu yapılarak masumiyet karinesinin ihlal edildiğine dikkat çekmiştir. Bu görüşteki üyeler, haberlerde özle biçim arasında dengenin bozulup, somut gerçek gizlenerek şikâyetçiler hakkında ‘terörist’; görev yaptıkları belediyenin de ‘teröristleri işe aldığı’ algısı yaratıldığını vurgulamıştır. Üyeler, gazetelerin siyasi ihtilafta taraf olmasının kabul edilebileceğini, ancak gerçekleri gizleyip çarpıtarak kamuoyunu yanıltma aparatına dönüşmelerinin kabul edilemeyeceğini söylemiştir. Haberlerde, şikâyetçilerin soyadları kodlanıp fotoğrafları buzlanmış olsa da isimleri ve çalıştıkları şirketlerin açık olarak yazıldığını belirten üyeler, bunun hedef gösterme ve kişilik hakları ihlali olduğunu savunmuştur.

Genel Sekreterlik raporunda tespitlere büyük ölçüde katıldıklarını ifade eden üyeler, Basın Meslek İlkeleri’nin 4 ve 6’ıncı maddelerinin ihlal edildiği görüşünün isabetli olduğunu; 10’uncu maddenin yerine ise 9’uncu maddenin ihlal edildiği yönünde karar tesis edilmesini önermiştir. Bazı üyeler ‘kınama’ kararının ağır olacağı, ‘uyarı’ kararı alınması yönünde görüş bildirmiştir..

Yüksek Kurul, müzakerenin tamamlanmasının arıdndan yaptığı oylamada, şikâyet konusu haberlerde Basın Meslek İlkeleri’nin, “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü;

Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki 6’ncı;

Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse ‘suçlu’ ilan edilemez” şeklindeki 9’uncu maddelerinin ihlal edildiğini OY ÇOKLUĞU ile saptamış; şikâyet edilenler hakkında OY ÇOKLUĞU ile ‘UYARI’ kararı almıştır.

SONUÇ: Şikâyet edilen Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, Sorumlu Müdür Şefik Çalık, muhabir Halit Turan haklarında Basın Meslek İlkeleri’nin 4, 6 ve 9’uncu maddelerini ihlalden OY ÇOKLUĞU ile UYARI kararı alınmasına karar verilmiştir.

Basın Konseyi heyeti, Ulu Önderimiz Atatürk’ün vefatının 86. yıldönümü nedeniyle özel izinle Anıtkabir’i ziyaret programı gerçekleştirdi.
Haberler

BASIN KONSEYİ HEYETİ ANITKABİR’İ ZİYARET ETTİ

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdığı mesajda “Aziz Atatürk. Bir asır önce, ‘Basın milletin müşterek sesidir. Basın özgürlüğünden doğacak mahzurların giderilme vasıtası yine basın özgürlüğüdür’ demiştiniz. Ne var ki milletin ortak sesi ve kuvveti, rehberi olduğunu söylediğiniz basının, bir takım güçlerce kuşatma altına alındığını size şikâyet etmek istiyoruz” ifadelerine yer verdi. […]