
YÜKSEK KURUL KARARI
DOSYA NO : 2024 – 44
KARAR TARİHİ : 11.12.2024
ŞİKAYET EDEN : Muhammet Furkan ERERİŞKEN
ŞİKAYET EDİLENLER : 1- Oğuzhan KESKİN (Serbestiyet.com muhabiri)
2- Yıldıray OĞUR (Serbestiyet.com Yayın Yönetmeni)
ŞİKAYET KONUSU :
SEBESTİYET.COM internet haber sitesinde 07.10.2024 tarihinde ‘Özel Haber’ logosu kullanılarak yayınlanan Oğuzhan Keskin imzalı “Rusların sızdırdığı Ukrayna’daki paralı askerler listesindeki Mevlüt Bey; 52 yaşında Bursa’dan İsrail’e gitmişti” başlıklı haberde, Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyette bulunulmuştur
Şikâyet konusu yazıda adı geçen Mevlüt Ererişken’in oğlu Muhammet Furkan Ererişken, 15.10.2024 tarihinde Basın Konseyi’ne yaptığı başvuruda, gerçek dışı iddialarla babasına iftira atıldığını ve aile olarak itibar suikastı uğradıklarını iddia etmiştir. Babasının 5 yıldır çocuklarının geleceği için ailesinden uzakta ekmek parası kazanan bir işçi olduğunu savunan şikâyetçi, iki sayfalık başvurusunda özetle şu ifadelere yer vermiştir:
“Rus Hacker’lar tarafından hack’lenen babamın kişisel verileri, ‘Ukrayna’nın Kursk bölgesinde Rusya’ya karşı savaşan paralı askerler listesi’ beyanı altında paylaşılmış; fotoğrafı, telefon numarası ile ev adresimiz yer almıştır. Bu hack’lenme olayından bizi haberdar eden Serbestiyet isimli internet gazetesinde yazan Oğuzhan Keskin, önce babamla röportaj talebinde bulunmuş, reddedilince de bir şekilde telefon numaramı bulup bana ulaşmıştır.
Babamın 5 yıldır İsrail’de bir işçi olarak çalıştığını, Ukrayna ile hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmeme ve babamın İsrail’de olduğunu kanıtlayan belge göndermeme rağmen, fotoğrafı, adı-soyadı kullanarak babam hakkında asılsız iddiaları haber yaparak babamı ve ailemizi hedef göstermiştir. Kamuoyunu bilgilendirici bir üslupla değil, hacker’ları haklı çıkaracak bir dil kullanılarak, babam ve ailemize yönelik itibar suikastı yapılmıştır.
Taraf devletler nezdinde kaydı bulunan, SGK kaydı, çalıştığı şirket ve şirketin İsrail’e gönderdiğini gösteren uçak biletleri ile sabit olan babamın, İsrail’de bulunduğunu kanıtlayan yerel bir gazete ile birlikte pasaportunun fotoğrafını Oğuzhan Keskin’e göndermeme rağmen, haberi geri çekmemiş, ‘bu bir kanıt değil’ diyerek tiraj peşine düşüp, insanların gururu ile oynamaya devam etmiştir.”
Şikâyetçi, babasının İsrail’de olduğuna ilişkin kanıt olarak bazı belgeleri de eklediği başvurusunda, şikâyet edilenler hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 3, 4, 6, 12’inci maddelerini ihlalden karar alınmasını talep etmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ :
Şikâyet başvuruları, yazının yayınlandığı serbestiyem.com ymuhabiriı Oğuzhan Keskin ile genel yayın yönetmeni Yıldıray Oğur’a 20.10.2024 tarihinde PTT aracılığı ile 18.11.2024 tarihinde de e-mail ile gönderilmiştir.
Şikâyet edilenler, başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ :
Şikâyet edilen “Rusların sızdırdığı Ukrayna’daki paralı askerler listesindeki Mevlüt Bey; 52 yaşında Bursa’dan İsrail’e gitmişti” başlıklı haber, serbestiyet.com internet sitesinde 07.10.2024 tarihinde ‘Oğuzhan Keskin imzası ile özel haber’ logosu kullanılarak yayınlanmıştır.
Toplam 11 paragraftan oluşan ve 2’sinde habere konu olan Mevlüt Ererişkin’in fotoğrafı bulunan 4 görselin kullanıldığı haberin flaşında, “Rus hacker grubunun sızdırdığı Ukrayna’ya giden paralı askerlerin listesinde, 51 yaşındaki Türkiye vatandaşı Mevlüt Ererişken de yer alıyor. Serbestiyet’e, Ererişken’in şu anda Ukrayna’da değil İsrail’de işçi olduğunu söyleyen ailesi, aradan geçen bir haftada herhangi bir kanıt göndermedi… Rusya, Ukrayna’ya 188 Türk paralı askerin gittiğini, bunların 62’sinin öldürüldüğünü iddia ediyor” ifadelerine yer verilmiştir.
Haberde ‘Öfkeli Rus hackerlar’ adlı Rus bilgisayar korsanlarının, Rusya’nın Kursk bölgesini yakalanan Ukrayna askerlerinden bir bölümünün kişisel bilgilerini yayınladığı; İsrail, Ermenistan, Gürcistan, Ürdün, Kazakistan, Moldova, Suriye gibi ülkelerden Ukrayna’ya giden yaklaşık 200 paralı asker arasında bir Türk vatandaşının da bulunduğu yazılmıştır. Bu kişinin adının Mevlüt Ererişken olduğu, yurt dışına çıkmadan önce Bursa’da oturduğu, evlüt Ererişken olduğu, ‘paralı asker’ olarak 10 kişilik grupla Ukrayna’ya gittiği iddia edilmiştir. Rusya tarafından Ukrayna’ya ‘paralı asker’ olarak 188 Türkün gittiği, bunların 62’sinin öldürüldüğünün iddia edildiği belirtilen haberde, ancak bunu doğrulayan bilgi paylaşılmadığına yer verilmiştir. Ayrıca haberin ‘Rusçadan çevirdiği’ notu da düşülmüştür.
Şikâyet edilen muhabir, çeviri haberde Rus bilgisayar korsanı grubun sızdırdıklarını iddia ettikleri ‘paralı askerler’ listesinde kimlik bilgileri yayınlanan Mevlüt Erişkin’in ailesiyle iletişime geçmiştir. Yakınları Mevlüt Ererişken’in işçi olarak İsrail’e gittiğini ve halen Tel Aviv’de olduğunu; kimlik bilgileri hackerler tarafından ele geçirilerek bu iftiranın atıldığını söylemiştir. Aileden bunu kanıtlanmasını istediği anlaşılan muhabir, “Aradan bir haftadan fazla süre geçmesine rağmen bunları doğrulayan herhangi bir bilgi paylaşmadı” diyerek, ‘Öfkeli Rus hackerler’ grubu kaynaklı tercüme haberi başka bir doğrulamaya gerek görmeden yayınlamıştır.
Haber metninde her ne kadar ‘iddia edildi’ ifadesi kullanılsa da başlıkta “Rusların sızdırdığı Ukrayna’daki paralı askerler listesindeki Mevlüt Bey”, spotta “Ukrayna’ya giden paralı askerlerin listesinde, 51 yaşındaki Türkiye vatandaşı Mevlüt Ererişken de yer alıyor” hüküm içeren ifadeler kullanılmıştır. Haber içeriğinde “Tel Aviv’de yaşadığına dair kanıtlar paylaşacaklarını söyleyen yakınları, aradan bir haftadan fazla süre geçmesine rağmen bunları doğrulayan herhangi bir bilgi paylaşmadı” ifadesi ise orta düzeydeki okurda Mevlüt Ererişken’in ‘paralı asker’ olduğu ve ailesinin gerçeği sakladığı algısı oluşturulmaya yöneliktir.
Muhabir, haberine konu olan kişinin yakınlarıyla görüşmüş ve onların iddiayı kabul etmedikleri belirtilmiş olsa da Rusya lehine çalışan hacker grubunun manipülasyon ihtimali yüksek iddiasını kanıtlı gerçek olduğu algısı uyandıran kurgu ve üslupla yayınlanması sorunludur. Haberde, Mevlüt Ererişken’in açık adı, kimlik bilgileri, ailesinin nerede oturduğu ve fotoğrafı yayınlanarak, gerçek olduğu kanıtlanmadan ‘paralı asker’ olarak tanıtılmış, kendisi ve ailesinin toplum nezdindeki saygınlıklarına zarar verilerek aşağılanmış ve kişilik hakları ihlal edilmiştir.
Ayrıca şikâyetçinin, babasının halen Tel Aviv’de bulunduğuna kanıt olarak gönderdiği pasaport ve İsrail’de yayınlanan gazete kupürüne haberde yer verilmemesi, cevap ve düzeltme hakkını kullanmasının engellenmesi de etik ihlali olarak değerlendirilmelidir.
Açıklanan bu nedenlerle şikâyet edilen haberde Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü; “Basın organları, yanlış yayınlardan kaynaklanan tekzip ve cevap hakkına saygı duyarlar” şeklindeki 16’ncı maddelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz.
Sonuç olarak şikâyet edilenler serbestiyet.com muhabiri Oğuzhan Keskin ile genel yayın yönetmeni Yıldıray Oğur haklarında Basın Meslek İlkeleri’nin 4 ve 16’ncı maddelerini ihlalden ‘uyarı’ kararı alınmasını öneririz.
YÜKSEK KURUL DEĞERLENDİRMESİ VE SONUÇ:
Basın Konseyi Yüksek Kurulu şikayet başvurusunu 11.12.2024 tarihinde yaptığı toplantıda görüşmüştür. Genel Sekreterlik raporunun okunmasının ardından dosyanın müzakeresine geçilmiştir. Genel Sekreterliğin ihlal tespitinin doğruluğu hakkında görüş birliğine verilmiştir. Muhatap hakkındaki son derece ağır bir itham söz konusu olmasına rağmen, güvenilirliği şüpheli olan bir hacker grubu iddiasına istinaden, iddianın doğruluğunu teyit etmek için gerekli gazetecilik araştırması yapmaksızın ve/veya iddianın doğruluğuna dair veri ve bilgiye nasıl ulaşıldığı haberde hiçbir şekilde açıklanmaksızın söz konusu iddia yayımlanmıştır.
Öte yandan, Basın Konseyi’nin yerleşik içtihadına göre, cevap hakkı her türlü haber için mevcuttur. Haber doğru olsun ya da olmasın, hakkında iddiada bulunulan muhatabın ilettiği ve konuyla irtibatı olan bilgi ve cevaplara haberde mutlaka yer verilmelidir.
Bu bakımdan, Basın Meslek İlkeleri’nin, “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü maddesinin ve “Soruşturması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki 6’ıncı maddesinin ihlal edildiğine OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.
Buna karşılık bazı üyeler, Genel Sekreter talebine ilave olarak, “Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında yayın konusu olamaz” şeklinde 5’inci maddenin de ihlal edildiğini öne sürmüşler ve yapılan müzakereyi müteakip oylamada OY ÇOKLUĞUYLA bu maddenin de ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Yaptırım bakımından ise 3 üyenin kınama yönünde oy kullanmasına karşılık diğer üyeler uyarıdan yana oy kullanmışlardır.
Sonuç olarak, şikayet edilen Serbestiyet.com internet sitesinin muhabiri Oğuzhan Keskin ile Genel Yayın Yönetmeni Yıldıray Oğur hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 4’üncü, 5’inci, 6’ıncı ve 16’ıncı maddelerini ihlalden UYARILMASINA OY ÇOKLUĞUYLA kararı verilmiştir.
Avukat Sayın Fikret İlkiz”in konuya ilişkin görüşüdür :
Şikayet konusu Serbestiyet web sitesinde 7 Ekim 2024 tarihinde “özel haber” olarak yayımlanmış olan Oğuzhan Keskin imzalı haberdir. Haberde “Rusların sızdırdığı Ukrayna’daki paralı askerler listesindeki Mevlüt Bey: 51 yaşında, Bursa’dan İsrail’e gitmişti” girişiyle verilmiştir. Haber şu spotla duyurulmuştur: “Rus hacker grubunun sızdırdığı Ukrayna’ya giden paralı askerlerin listesinde, 51 yaşındaki Türkiye vatandaşı Mevlüt Ererişken de yer alıyor. Serbestiyet’e, Ererişken’in şu anda Ukrayna’da değil İsrail’de işçi olduğunu söyleyen ailesi, aradan geçen bir haftada herhangi bir kanıt göndermedi. Ererişken’in birlikte Ukrayna’ya gittiği öne sürülen 10 kişilik grupta 4 İsraillinin de adı var. Rusya, Ukrayna’ya 188 Türk paralı askerin gittiğini, bunların 62’sinin öldürüldüğünü iddia ediyor.”
Haberin içeriği, şikayetçi iddiaları ayrıntılarıyla kararda yer almaktadır.
Haberin bilgi kaynağının Rus hackerler olduğu anlaşılmaktadır. Ukrayna’da, Ruslara karşı savaşan “paralı askerler” arasında “Mevlüt Ererişken” adı verilmiştir. Haberde Mevlüt Ererişken’in Kursk bölgesindeki asker resimlerinin önünde fotoğrafı, hakkında Rusça yazılı bilgiler, kişisel verileri, adresi ve telefon numaraları yer almıştır. Habere konu olan kişinin adı Mevlüt’tür, soyadı Ererişken’dir. Oysa haber içeriğinde “sabitlenen mesaj” olarak belirtilen listede birinci sırada “Mevlüt Yasenken-Türkiye” adı yazılıdır ve ayrıca 9 kişinin daha adı yer almaktadır. Öte yandan Rusça ve liste halinde Türkiye’den T.C vatandaşı olarak 188 kişinin paralı asker olduğu ve 62 kişinin öldüğü belirtilmektedir. “Ancak bu verileri doğrulayan herhangi bir bilgi gösterilmiyor” cümlesiyle haber sona ermektedir.
“Hackerlik kavramı geniş bir kavramdır, bilgisayar korsanı anlamına gelmektedir. Hacker; bilgisayar dünyasında bir amaç doğrultusunda sistem açıklıklarından yararlanarak sistemi ele geçiren, sistemi çalışamaz hale getiren, kıran ve programlaştıran kişidir. Ceza hukukunda “hacker” fiilleri ve eylemleri çeşitli suçların konusudur.
Rusya’ya karşı Ukrayna için savaştığı ve Mevlüt Ererişken’in paralı asker olduğu haberin konusudur. Şikayetçi Mevlüt Ererişken’in oğludur. Şikayetinde haberin gerçekle ilgisi olmadığını ileri sürmüştür. Babasının İsrail’de işçilik yaptığını ve Mevlüt Ererişken’in bu paralı asker olmadığı, Ukrayna adına hizmet etmek üzere savaşa katılmasının doğru olmadığını haberin muhabirine bildirmiş ve eşitli belgeler göndermiştir. Böyle bir hizmet sonucunda belirli bir menfaat veya para kazanan silahlı savaşçı olmadığı gibi haberde babasının adına ve fotoğrafına yer verilerek iftira atıldığı ve haberin gerçek olmadığı ileri sürülmüştür. Paralı askerler; katıldıkları savaş veya çatışmanın siyasî veya ekonomik sonuçlarıyla ilgilenmezler. Daha çok hizmetlerini paralı asker olarak benimsemişlerdir. Mevlüt Ererişken kamuya paralı asker olarak tanıtılmıştır. Şikayetçi bu nedenle aile olarak rencide olduklarını, kişilik haklarının, özel yaşamının zedelendiği, kişisel verilerinin bu şekilde açıklanması suretiyle ailece zarar gördüklerini ileri sürmüşlerdir.
Kişisel veri; ‘kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi’ demektir. Bir kişinin kimlik bilgileri, telefon numarası, ev adresi, pasaport bilgileri gibi bilgiler kişinin kişisel verileridir. Kişisel veri kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, isterse başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, kan grubu, medeni hali, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilgi olarak anlaşılmalıdır. Herhangi bir kişisel bilginin, ‘kişisel veri’ kabul edilip edilmeyeceğine karar verilirken, somut olayın özellikleri dikkate alınarak değerlendirme yapılması gereklidir.
Diğer yandan kişisel verilerin korunması hakkı, “Özel hayatın gizliliği ve korunması” başlığı altında Anayasanın 20. Maddesinin son fıkrasında düzenlenmiştir: “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.”
Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak elde edilmesi ve kaydedilmesi suçtur. Verilerin kaydedilmesi fiilinden maksat; verilerin herhangi bir araç kullanmaksızın “bir yere yazılması, saklanması, depolanması” veya “tekrar kullanılmak üzere fiziki yahut elektronik ortama verinin kaydedilmesidir”. Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak bir başkasına verilmesi, yayılması veya ele geçiren kişi tarafından işlenmesi suçtur. Kişisel verileri yaymak, kişisel verileri işlemek veya bir habere dönüştürerek bu haberin yayınlanması bir web sitesi üzerinden sağlanabileceği gibi e-posta veya mesaj yoluyla gerçekleştirilebilir.
Kişisel verilerin otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, haber haline dönüştürülerek kamuya açıklanması, haber olarak yayımlanması, böylece yayılması, kamuoyuna aktarılması, elde edilebilir hale getirilmesi suretiyle gerçekleştirilen her türlü işlem; kişisel verilerin işlenmesidir. Kısaca kişisel verilerin işlenmesi; verilerin ilk defa elde edilmesinden başlayarak veriler üzerinde gerçekleştirilen tüm işlem türleri anlamına gelmektedir.
Kişi hakkındaki bir web sitesinde yayımlanmış olan yanlış bilgiler de kişisel veridir. Bilginin gerçek kişi ile bağlantısının kurulabilmesi durumunda doğru olup olmadığına bakılmaksızın kişisel veri kapsamında kabul edilmektedir. Haber haline dönüştürülmüş kişisel verilerin; gerçekliği, somut gerçeğe uygunluğu aranır, haberin güncelliği, haberdeki toplumsal ilgi ve kamu yarara her zaman sorgulanır.
Sonuç olarak Mevlüt Ererişken’e ait kişisel veriler yayın konusu olmuş ve haber olarak gerçekliği kanıtlanmamış olarak kamuoyuna “paralı asker” olarak tanıtılmıştır.
Özel yaşamın gizliliği temel bir insan hakkıdır. Özel hayatın korunması kapsamında kişisel verilerin işlenmeleri kural olarak yasaktır. Ancak örneğin ilgili kişinin açık ve kesin rızası varsa verilerin işlenmesi ve yayımlanması mümkün olabilir. Mevlut Ererişken’in oğlu tarafından yapılan şikayete göre; ailenin gerçeğe aykırı olduğunu ileri sürdüğü bu olayda ortada herhangi bir rıza bulunmadığı gibi tam aksine haberin iftira olduğu ileri sürülmüştür. Kişinin özel yaşam alanı, kişilik haklarının korunmasından yararlanır. Bu bağlamda; bireyin adının, kimliğinin, resminin haksız kullanımlara karşı korunması gerekir. Bireyin onur ve şöhretinin haksız fiillere karşı hukuk tarafından korunur. Bu korunmanın sağlanması bizzat Mevlüt Ererişken tarafından istenmemiş olsa bile Basın Konseyi Sözleşmesine göre aile üyeleri, yakınları, oğlu tarafından istenmesi mümkündür.
Anayasal bir hak olarak kişisel verilerin korunması ile ilgili genel ilkelerden birisi de kişinin, kendisine ait bilgilerin doğruluğunu kontrol edip eğer yanlış ise düzeltilmesini isteme hakkına sahip olmasıdır. Anayasa ve kanuni düzenleme bir bakıma “cevap ve düzeltme hakkı” olarak değerlendirilebilir. Amaç kişinin doğru olmayan verilerle ilgili olarak kişilik hakları ve kişisel verilerinin korunmasını istemesidir. Dolayısıyla herkes kendisiyle ilgili kişisel verilerin eksik, hatalı veya yanlış işlenmiş olması halinde bunların düzeltilmesini ve silinmesin isteme hakkına sahiptir. Ayrıca, kişisel verilerin korunması sadece özel hayatın gizliliğini güvence altına almaz. Aynı zamanda kişiyi kendisiyle ilgili bilgilerin örneğin medyada ve basın yayın yoluyla kullanımı nedeniyle görebileceği tüm zararlardan korunması amaçlanmıştır. Kişiyle ilgili gerçek olmayan yanlış bir veri, onun şeref, şöhret, insan onuru gibi menfaatleri de anayasal güvence altına alındığı için yanlış bilgiler, kişilik haklarına ve kişinin menfaatlerine zarar verecektir . Bu nedenle Basın Meslek İlkelerinden olan “Basın organları, yanlış yayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip hakkına saygı duyarlar.”
Haberin gerçek olup olmadığı hakkında Mevlüt Ererişken’in oğlu ile muhatap olduğu anlaşılan muhabir Mevlüt Ererişken’in İsrail’de olduğunun kanıtlanmasını istemiştir.
Gazetecinin kendisi somut gerçeği araştırmak ve saptamak zorundadır. Haberin özellikle Rus Hackerler tarafından “sızdırıldığı” anlaşılmaktadır. Mevlüt Ererişken hakkındaki bilgiler muhabirin eline geçtiği andan itibaren bu bilgilerin doğruluğunu, gerçek olup olmadığını araştırmakla görevlidir. Bu nedenle kendisine başvuran şikayetçiden haberin doğru olmadığını ispat etmesini beklemek ve bunu istemek gazetecilik mesleğinde doğru davranış kuralı olarak kabul edilmemelidir. Sadece şikayetçiden haberin aksinin ispatını beklemek yerine gazeteci olarak diğer resmi kaynaklardan araştırmak, Mevlüt Ererişken’in İsrail’e çalışmak üzere gidip gitmediğini tespite çalışmak gazeteciden beklenir. Çünkü Basın Meslek İlkeleri’ne göre “soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz.”
Uygulamada sıklıkla kişilik hakları ile basının haber verme hakkının çatıştığı görülür. Somut olay nezdinde bu iki haktan birine üstünlük tanınması gerekir. Üstünlük tanınan hakkın basının haber verme hakkı olabilmesi için, öncelikle kamu yararı gözetilerek çatışan haklar arasındaki denge belirlenir. Basın somut gerçeği değil, o anda beliren ve var olan olguları yayınlar. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların ve olguların yayınından basının sorumlu tutulmaması gereklidir. Haberin görünüşte gerçek olması, elde edilen bilgilerin objektif sınırlar içerisinde verilmesi ve basın mensubunun üzerine düşen araştırma, görevini yerine getirmiş olması beklenir. Haberde aranan gerçeklik, güncellik, kamu yararı ve özle biçim arasındaki denge unsurlarını yerine getirilmiş olmalıdır.
Haberin gerçek olması, haberin olayın oluş biçimine uygun olarak verilmesi demektir. Gazetecinin haberi somut gerçeğe uygun olmadır. Buna haberin şekli gerçekliği (veya görünür gerçek) denilmektedir. Gerçekten gazeteci, mesleğinin kurallarına uyarak haberi toplarken haberin gerçek olup olmadığını içinde bulunduğu şartlar içerisinde araştırmış, oluşa uygun olarak o şartlar içerisinde doğru olduğuna kanaat getirmiş ve haberini vermişse; haberin mutlak gerçek olup olmadığına bakılmaz, haberin gerçek olduğu kabul edilir, Dolayısıyla “görünür gerçeğe” uygunluk içinde verilen haberin gerçek olduğu kabul edilir.
Şikayetçinin verdiği bilgiye göre muhabir Mevlüt Ererişken ile iletişime geçerek röportaj talebinde bulunmuş, ancak reddedilmiştir. Bunun üzerine oğluna ulaşarak hackerler tarafından verilen bilgileri haberleştireceğini, doğru olup olmadığını sormuştur.
Bu olayda gazeteci olayın ve kendi haberinin gerçeğe uygun olmadığı iddiası karşısında gerçekliğin ispatlanmasını, bir başka anlatımla haberinin doğru olmadığının ispatını haberin öznesi olan Mevlüt Ererişken’in oğlundan beklemektedir.
Bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını kapsayan basın özgürlüğü çerçevesinde gazetecilerin kişisel verileri işlemesi halinde eylem hukuka uygun olacaktır.
Basının haber verme hakkı kapsamında kamuoyunu bilgilendirme amacı taşıyan bir yararın varlığı kabul edilmiştir. Ancak kişilerin verileri, özel yaşamını ilgilendiren mahrem bilgilerini ve başka kimselerce kötü niyetle kullanılabilecek nitelikteki T.C kimlik numarasının, ev veya iş adresinin ve benzeri diğer verilerinin basın ve yayın yoluyla işlenmesi yoluyla kişisel verilerin yayılmasında bu tür verilerin kamuoyu ile paylaşılmasında bir kamu yararı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle;
Bu bakımdan, Basın Meslek İlkeleri’nin, “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü maddesinin ve “Soruşturması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki 6’ıncı maddesinin ihlal edildiğine OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.
Buna karşılık bazı üyeler, Genel Sekreter talebine ilave olarak, “Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında yayın konusu olamaz” şeklinde 5’inci maddenin de ihlal edildiğini öne sürmüşler ve yapılan müzakereyi müteakip oylamada OY ÇOKLUĞUYLA bu maddenin de ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Yaptırım bakımından ise 3 üyenin kınama yönünde oy kullanmasına karşılık diğer üyeler uyarıdan yana oy kullanmışlardır.
Sonuç olarak, şikayet edilen Serbestiyet.com internet sitesinin muhabiri Oğuzhan Keskin ile Genel Yayın Yönetmeni Yıldıray Oğur hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 4’üncü, 5’inci, 6’ıncı ve 16’ıncı maddelerini ihlalden UYARILMASINA OY ÇOKLUĞUYLA kararı verilmiştir.