DOSYA NO : 2020- 17
KARAR TARİHİ : 03.06.2020
ŞİKAYET EDENLER : 1) Benal YAZGAN (Kadın Partisi Genel Başkanı)
(Tunalı Hilmi Caddesi, Gümüşsoy İşhanı 79/26 ÇANKAYA-ANKARA)
2) Mahmut TANAL (CHP İstanbul Milletvekili)
(Halkla İlişkiler Binası 4. Kat 3 Nolu Banko F424 T.B.M.M /ANKARA)
ŞİKAYET EDİLENLER : Hasan ÖZTÜRK (Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni)
(Defterdar, Otakçılar Caddesi No:78 EYÜP- İSTANBUL)
ŞİKAYET KONUSU :
Kanal 7 Medya Grubu’na ait Ülke TV televizyon kanalında 03.05 2020 günü yayınlanan ‘Arafta Sorular’ programının konuğu aktivist- yazar Sevda Noyan’ın “15 Temmuz’da boş bulunduk… Bu sefer donanımlıyız..Bizim aile 50 kişiyi götürür.. Bizim sitede hala 3-5 var.. Benim listem hazır” şeklindeki sözlerinin ayrımcılık, şiddet ve tehdit içerdiği iddiasıyla Ülke TV, sunucu Esra Elönü ve konuk Sevda Noyan hakkında şikayette bulunulmuştur.
Basın Konseyi Başkanlığı’na 09.05.2020 günü internet üzerinden şikayette bulunan Kadın Partisi Genel Başkanı Benal Yazgan’ın başvurusunda özetle şu ifadeler yer almıştır:
“3 Mayıs 2020 Pazar günü, Ülke TV de yayınlanan, Esra Elönü’nün sunduğu ‘Arafta Sorular’ programının konuğu olan Sevda Noyan, halkı kin, nefret ve düşmanlığa sevk eden konuşmalar yapmış, ‘Bizim listemizde 50 kişi var… aile olarak maddi manevi donanımlıyız…. liderimizi yedirmeyiz’ şeklinde konuşmuştur. Programın sunucu da kendisini hiçbir şekilde uyarmamış ve destekleyici yorumlarda bulunmuştur.
Halkı kin, nefret ve düşmanlığa teşvik eden, ayrımcılığı körükleyen, şiddet ve tehdit içeren bu programın yayından kaldırılmasını, yayın kuruluşunun, sunucusunun ve yayına katılan Sevda Noyan’ın gerektiği şekilde uyarılmasını, toplumun bu tür kurumlardan ve kişilerden, korunması adına şikayetimizi işleme almanızı rica ediyoruz.”
Basın Konseyi’ne 11.05.2020 tarihinde şikayette bulunan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da iki sayfalık başvurusunda özetle;
Ülke TV’deki ‘Arafta Sorular’ programının konuğu Sevda Noyan’ın, oturduğu sitedeki komşularının da bulunduğu listeden söz ederek “Bizim aile 50 kişiyi götürür. Bu konuda çok donanımlıyız maddi ve manevi olarak” dediğini; “Bizim sitede hâlâ 3-5 var, benim listem hazır” sözleriyle komşularını ‘darbeci’ diye fişlediğini ve ölüm listeleri hazırlandığını itiraf ettiğini ileri sürmüştür.
Sunucu Esra Elönü için de “Sunucu Elönü, açıklamalarıyla kan donduran konuğu Sevda Noyan’a müdahale etmek ve tepki göstermek yerine gülümseyerek, ‘Ayak az kalır bence, 4 ayaklarını denk alsınlar’ ifadeleriyle konuğuna destek vermiştir” demiştir. Başvuruda sunucunun, tepkiler üzerine sonraki günlerde durumu kurtarmak için ‘gaflet gösterdiği’ açıklaması yapmasının samimi olmadığını savunmuştur.
Sunucunun, daha önce de programa çıkardığı Sevda Noyan’a ‘Sevda Abla’ diye hitap ettiğini, aralarında samimiyet bulunduğunu ve onu bu tür konuşması yönünde cesaretlendirdiğini öne süren şikayetçi Mahmut Tanal, sunucu Esra Elönü ve Ülke TV ile Sevda Noyan hakkında Basın Meslek İlkelerinin 4, 9, 10, 12 ve 13’ncü maddelerini ihlalden işlem yapılmasını talep etmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ :
Şikayet başvurusu, şikayet edilen Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk’e 20.05.2020 tarihinde PTT arıcılığıyla ulaştırılmış ve ‘alındı’ belgesi gelmiştir.
Şikayet edilen başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
DEĞERLENDİRME :
Şikayet konusu yayın Kanal 7 Medya Grubu’na ait televizyon kanallarından Ülke TV’de 03.05.2020 günü yapılmıştır. Aynı gruba ait Haber 7 İnternet Sitesi yazarı da olan gazeteci Esra Elönü, sunuculuğunu yaptığı ‘Arafta Sorular’ programına, aktivist-yazar olarak tanıttığı Sevda Noyan’ı konuk etmiştir.
Programda ‘darbe tartışmaları’ gündeme getirilmiş, konuk Sevda Noyan, tehditkâr bir üslupla şunları söylemiştir:
“15 Temmuz kursağımızda kaldı, istediklerimizi yapamadık. Boş bulunduk… Yanlış anlaşılmasın, doğru anlaşılsın; bizim aile 50 kişiyi götürür. Bu konuda çok donanımlıyız maddi ve manevi olarak. Liderimizin yanındayız ve asla yedirmeyiz bu ülkede, onu söyleyeyim. Ayaklarını denk alsınlar. Bizim sitede hâlâ 3-5 var, benim listem hazır.”
Sunucu Esra Elönü, konuğunu dikkatle dinledikten sonra, “Ayak az kalır bence, 4 ayaklarını denk alsınlar” diyerek, şiddet ve tehdit içeren bu sözleri onaylamış ve onun görüşünü desteklemiştir.
Yayından birkaç gün sonra programın video görüntüsü sosyal medyada dolaşmaya başlayınca, kamuoyundan Sevda Noyan ile sunucu Esra Elönü ve Ülke TV’ye yönelik yoğun tepki başlamıştır.
Yüksek Kurul aynı programla ilgili şikayeti bir önceki toplantıda görüşerek, program sunucusu Esra Elönü ve program konuğu Sevda Noyan’la ilgili gerekli kararını vermiş; Ülke TV hakkında Basın Konseyi Çalışma Kuralları ve Başvuruları Değerlendirme Usulleri’nin öngördüğü prosedürün tamamlanmasının ardından karar verilmesi için dosyayı ayırmıştır.
Şikayet konusu yayında ve sonrasında geçen birkaç gün, konuğun şiddet ve tehdit içeren sözleriyle ilgili ne sunucu Esra Elönü, ne de yayının gerçekleştirildiği Ülke TV yönetimi açıklama yapmıştır. Ancak günler geçip kamuoyundan gelen tepkiler karşısında sunucu Esra Elönü hem müdahale etmediği için ‘üzgün olduğunu’ hem de “Dört ayaklarını denk alsınlar sözlerimin arkasındayım’ diyerek ‘koşullu özür’ açıklama yarken, Ülke TV ise hiçbir koşul ileri sürmeden ‘özür’ dilemiştir. Ülke TV ve Kanal 7 Medya Grubu’ adına yapılan açıklama şöyledir:
”3 Mayıs 2020 Pazar günü Arafta Sorular Programı’na konuk olan Sevda Noyan’ın tartışılan ‘darbe söylentileri’ üzerine yapmış olduğu maksadını aşan açıklamaları Kanal 7 Medya Grubu’nun kurumsal değerleri ve yayın ilkeleriyle hiçbir şekilde uyuşmamaktadır.
Sevda Noyan’ın ‘darbe ve darbecileri’ eleştirmenin ötesindeki söylemlerini, Ülke TV ve Kanal 7 Medya Grubu olarak asla tasvip etmiyoruz. Tasvip etmediğimiz ve yayın ilkelerimize aykırı sözlerin Ülke TV ekranlarından sarf edilmiş olması nedeniyle kamuoyundan özür dileriz.”
Şikayet konusu ‘Arafta Sorular’ programı canlı yayındır ve programın yayın ilkelerine uygun gerçekleşmesini sağlamak ise öncelikle sunucunun sorumluluğu olmalıdır. Aynı gruba ait Haber 7 İnternet Sitesi yazarı da olan sunucu Esra Elönü, o sırada Ülke TV’yi temsil etmektedir, tüm yetki ve dolayısıyla sorumluluk kendisinindir. Ancak ne var ki konuğunun şiddet, tehdit ve ayrımcılık içeren sözlerine müdahale etmediği gibi; vücut diliyle, mimikleriyle ve sözleriyle bu şiddet ve tehdit sözlerini desteklediği için hakkında ‘KINAMA’ kararı alınmıştır.
Bu bağlamda Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Ülke TV’deki yayında etik ihlali olduğu gerekçesiyle, televizyon kanalını temsilen sunucu hakkında, alabileceği en ağır kararı almıştır. Ayrıca, Ülke TV yönetimi için de aynı yönde karar alınması, kanal yönetiminin sunucu ve konuğu, şiddet ve tehdit içeren yayına teşvik ettiğinin ve/veya yayında söylenen o sözleri kabul ettiğinin kanıtlanması halinde mümkün olmalıdır. Ülke TV’nin yayından hemen sonra yapılması gereken “Tasvip etmediğimiz ve yayın ilkelerimize aykırı sözlerin Ülke TV ekranlarından sarf edilmiş olması nedeniyle kamuoyundan özür dileriz” açıklamasını gecikmeli yapmasını buna kanıt olarak kabul etmek ise niyet okuma ve objektiflikten uzak bir değerlendirme olacaktır. Ülke TV’nin, her ne kadar gecikerek de olsa yaptığı açıklamayla, yayındaki şiddet ve tehdit içeren sözleri koşulsuz reddettiği ve özür dilediği açıktır.
Bu arada söz konusu yayınla ilgili Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun(RTÜK), Ülke TV’ye 3 kez program durdurma yaptırımı uyguladığı da bilinmektedir. Buradan hareketle Basın Konseyi’nin de şikayet konusu yayında sunucu (gazeteci) ile birlikte sorumlu tutup, Ülke TV için benzer karar alması beklenmemelidir. Zira, RTÜK yasa ve yönetmeliği gereği doğrudan kişilere değil, yayının kuruluşlarına yaptırım uygulamaktadır. Üstelik bu yaptırımlar ekonomik sonuçları olan ceza olmaktadır. Basın Konseyi ise tüzüğü ve çalışma kurallarına bağlı kalarak, sadece medya mensuplarının Basın Meslek İlkeleri’ne uygun hareket edip etmediğine ilişkin etik denetimi yapmaktadır. Basın Konseyi’nin, yasayla kurulmuş idari bir kamu otoritesi olan RTÜK gibi hareket etmesi ve cezai yaptırımları söz konusu değildir; doğası gereği zaten olmamalıdır.
SONUÇ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, koronavirüs salgınına karşı alınan önlemler kapsamında 03.06.2020 günü telekonferansla gerçekleştirdiği toplantıda, şikayet dosyasını ele almıştır. Üyeler, daha önceden kendilerine ulaştırılan dosya üzerinde Genel Sekreterlik önerisini dinledikten sonra, konuya canlı bağlantıda müzakere etmiştir.
Yüksek Kurul üyeleri, şikayet konusu yayında etik ihlali yapıldığı gerekçesiyle bir önceki toplantıda sunucu Esra Elönü hakkında verilen ‘kınama’ kararının yanında, şikayet edilen Ülke TV yönetiminin de etik ihlali yapıp yapmadığını tartışmıştır. Bazı üyeler, şiddet ve tehdit içeren yayın nedeniyle bir önceki toplantıda sunucu Esra Elönü hakkında ‘KINAMA’ kararı verildiğini hatırlatarak, şikayet edilen Ülke TV’nin de sorumlu tutulması gerektiğini ve bu nedenle Ülke TV hakkında ‘UYARI’ kararı alınmasını önermiştir. Üyelerin çoğunluğu ise şikayet konusu programın canlı yayınlandığı ve canlı yayında asıl sorumluluğun televizyon kanalını temsil eden sunucuda olduğu görüşünü dile getirmiştir. Bu üyeler program konuğunun şiddet ve tehdit içeren sözlerine anında müdahale etmesi gereken, bunu yapmayıp destekleyen ve sonrasında da aynı tavrı sürdüren sunucu hakkında bir önceki toplantıda verilen ‘KINAMA’ kararının yeterli olduğu; Ülke TV’nin şikayet edilen programdaki söylem ve görüşlerin kurumsal yayın ilkeleriyle bağdaşmadığını ve bu görüşlere katılmadığını açıklayıp koşulsuz özür dilediği; Ülke TV yönetiminin, programın sunucusu ve konuğunu etik dışı yayın için teşvik ettiğine dair herhangi bir kanıt olmadığı gerekçeleriyle televizyon kanalı hakkında ayrıca etik ihlali kararı alınmasına gerek olmadığını savunmuştur.
Yüksek Kurul’un yaptığı müzakereler sonunda Ülke TV hakkında yapılan şikayet başvurusuyla ilgili kararı şu şekilde oluşmuştur:
a) Başvurunun kabulüne;
b) Kanal 7 Medya Grubu’na ait Ülke TV hakkındaki şikayet başvurusuyla ilgili Basın Meslek İlkelerinin ihlal edilmediğine ve ŞİKAYETİN YERSİZLİĞİNE, OY ÇOKLUĞUYLA karar verilmiştir.
İlk yorum yapan olun