BKYK KARARI 2020-16

DOSYA NO                       :  2020- 16

KARAR TARİHİ                 :   20.05.2020

ŞİKAYET EDENLER        :  1) Benal YAZGAN (Kadın Partisi Genel Başkanı)

                        (Tunalı Hlmi Caddesi, Gümüşsoy İşhanı 79/26 ÇANKAYA-ANKARA)

                                                2) Mahmut TANAL (CHP İstanbul Milletvekili)
                        (Halkla İlişkiler Binası 4. Kat 3 Nolu Banko F424 T.B.M.M /ANKARA)

ŞİKAYET EDİLENLER      :  1-Esra ELÖNÜ (Ülke TV programı sunucusu)
                                          (Defterdar, Otakçılar Caddesi No:78 EYÜP- İSTANBUL)

                                                   2- Sevda NOYAN (Aktivist- yazar)

                                       (Defterdar, Otakçılar Caddesi No:78 EYÜP- İSTANBUL)

                                              3- Hasan ÖZTÜRK (Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni)
                                     ((Defterdar, Otakçılar Caddesi No:78 EYÜP- İSTANBUL)

 ŞİKAYET KONUSU         :

Kanal 7 Medya Grubu’na ait Ülke TV televizyon kanalında 03.05 2020 günü yayınlanan ‘Arafta Sorular’ programının konuğu aktivist- yazar Sevda Noyan’ın “15 Temmuz’da boş bulunduk… Bu sefer donanımlıyız.. Bizim aile 50 kişiyi götürür.. Bizim sitede hala  3-5 var.. Benim listem hazır” şeklindeki ayrımcılık, şiddet ve tehdit içeren sözlerine müdahale etmeyip destek verdiği iddiasıyla, sunucu Esra Elönü hakkında şikayette bulunulmuştur.

Basın Konseyi Başkanlığı’na 09.05.2020 günü internet üzerinden şikayette bulunan Kadın Partisi Genel Başkanı Benal Yazgan’ın başvurusunda özetle şu ifadeler yer almıştır:

“3 Mayıs 2020 Pazar günü, Ülke TV de yayınlanan, Esra Elönü’nün sunduğu ‘Arafta Sorular’ programının konuğu olan Sevda Noyan, halkı kin, nefret ve düşmanlığa sevk eden konuşmalar yapmış, ‘Bizim listemizde 50 kişi var… aile olarak maddi manevi donanımlıyız…. liderimizi yedirmeyiz’ şeklinde konuşmuştur. Programın sunucu da kendisini hiçbir şekilde uyarmamış ve destekleyici yorumlarda bulunmuştur.

Halkı kin, nefret ve düşmanlığa teşvik eden, ayrımcılığı körükleyen, şiddet ve tehdit içeren bu programın yayından kaldırılmasını, yayın kuruluşunun, sunucusunun ve yayına katılan Sevda Noyan’ın gerektiği şekilde uyarılmasını, toplumun bu tür kurumlardan ve kişilerden, korunması adına şikayetimizi işleme almanızı rica ediyoruz.”

Basın Konseyi’ne 11.05.2020 tarihinde şikayette bulunan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da iki sayfalık başvurusunda özetle;

Ülke TV’deki ‘Arafta Sorular’ programının konuğu Sevda Noyan’ın, oturduğu sitedeki komşularının da bulunduğu listeden söz ederek “Bizim aile 50 kişiyi götürür. Bu konuda çok donanımlıyız maddi ve manevi olarak” dediğini;  “Bizim sitede hâlâ 3-5 var, benim listem hazır” sözleriyle komşularını ‘darbeci’ diye fişlediğini ve ölüm listeleri hazırlandığını itiraf ettiğini ileri sürmüştür.

Sunucu Esra Elönü için de “Sunucu Elönü, açıklamalarıyla kan donduran konuğu Sevda Noyan’a müdahale etmek ve tepki göstermek yerine gülümseyerek, ‘Ayak az kalır bence, 4 ayaklarını denk alsınlar’ ifadeleriyle konuğuna destek vermiştir”  demiştir.  Başvuruda sunucunun, tepkiler üzerine sonraki günlerde durumu kurtarmak için ‘gaflet gösterdiği’ açıklaması yapmasının samimi olmadığını savunmuştur.

Sunucunun, daha önce de programa çıkardığı Sevda Noyan’‘Sevda Abla’ diye hitap ettiğini, aralarında samimiyet bulunduğunu ve onu bu tür konuşması yönünde cesaretlendirdiğini öne süren şikayetçi Mahmut Tanal, sunucu Esra Elönü ve Ülke TV hakkında Basın Meslek İlkelerinin 4, 9, 10, 12 ve 13’ncü maddelerini ihlalden işlem yapılmasını talep etmiştir.

UZLAŞMA ÖNERİSİ     :

Şikayet başvurusu, şikyet edilen Ülke TV’deki ‘Arafta Sorular’ programı sunucusu gazeteci Esra Elönü’ye 11.05.2020 tarihinde PTT arıcılığıyla ulaştırılmış ve ‘alındı’ belgesi gelmiştir. 

Şikayet edilen başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.

DEĞERLENDİRME            

Yüksek Kurul’un tartıştığı ilk husus, ‘Arafta Sorular’ adlı TV programına konuk olan ve sarf ettiği sözler nedeniyle şikyat edilen Sevda Noyan hakkında Basın Meslek İlkeleri’ne göre denetim yapılıp yapılamayacağı olmuştur. Bu sorunun cevabı, Sn. Noyan’ın  Basın Konseyi Çalışma Kuralları ve Başvuruları Değerlendirme Usulleri m. 12 anlamında ‘basın (medya) mensubu’ olup olmadığına bağlıdır. Genel Sekreterlik tarafından yapılan inceleme ve Kurul üyelerinin ortaya koyduğu bilgiler, Sn. Noyan’ın geçmişte arızi olarak gazetecilik sayılabilecek faaliyetlerinin olduğunu fakat bu kişinin meslek olarak gazeteci olmadığı, halihazırda da bir medya organında çalışmadığı ve/veya gazetecilik sayılan bir faaliyet icra etmediği yönünde olmuştur. Kendisi ‘Arafta Sorular’ adlı programın daimi katılımcısı da değildir, arada bu programa konuk olarak alındığı anlaşılmıştır. Sn. Noyan alelade bir konuk olarak, yazar-aktivist sıfatıyla, anılan programa davet edilmiştir. Durum böyle olunca, kendisinin Basın Meslek İlkeleri’ne uyup uymadığı açısından denetime tâbi tutulamayacağı sonucuna oyçokluğuyla varılmıştır.

Yüksek Kurul’un tartıştığı ikinci husus, Ülke TV hakkında bir yaptırım uygulanmasının gerekli olup olmadığıdır. Yüksek Kurul üyelerinin görüşü, Ülke TV’nin sorumluluğunun da değerlendirilmesinin mutlaka gerekli olduğu yönündedir. Ne var ki, hali hazırda, Ülke TV Genel Yayın Yönetmenine bu konuda bir yazının gönderilmediği tespit edilmiştir. Oysa Basın Konseyi Çalışma Kuralları ve Başvuruları Değerlendirme Usulleri uyarınca, Ülke TV hakkında bir karar alınabilmesi için öncelikle kendilerine gerekli süre tanınarak görüşlerine başvurulması zorunludur. Durum böyle olunca, Ülke TV hakkındaki kararın bu prosedürün işletilmesinden sonra alınmasına oyçokluğuyla karar verilmiştir.

Ülke TV’de 03.05.2020 günü yayınlanan ‘Arafta Sorular’ programının sunucusu Sn. Esra Elönü’nün sorumluluğuna gelince; konuğu olan aktivist-yazar Sevda Noyan’ın;  “15 Temmuz kursağımızda kaldı, istediklerimizi yapamadık. Boş bulunduk… Yanlış anlaşılmasın, doğru anlaşılsın; bizim aile 50 kişiyi götürür. Bu konuda çok donanımlıyız maddi ve manevi olarak. Liderimizin yanındayız ve asla yedirmeyiz bu ülkede, onu söyleyeyim. Ayaklarını denk alsınlar. Bizim sitede hâlâ 3-5 var, benim listem hazır.” sözleri karşısında gülümseyerek “Ayak az kalır bence, 4 ayaklarını denk alsınlar” demiştir.

Bu olay irdelendiğinde, Sevda Noyan’ın “(…) bizim aile 50 kişiyi götürür. Bu konuda çok donanımlıyız maddi ve manevi olarak” sözlerinin açıkça şiddete övgü nitelikli olduğu görülmektedir. “Bizim sitede hâlâ 3-5 var, benim listem hazır” sözleri; demokratik bir hukuk devletinde kimsenin ihkak-ı hakta bulunamayacağı, hele fiziksel şiddet kullanmak suretiyle suçlu gördüğü kişileri cezalandıramayacağı yönündeki temel hukuki ilkeye aykırıdır. Bu sözler karşısında, Esra Elönü herhangi bir olumsuz tepkide bulunmamış; bilakis, vücut diliyle, mimikleriyle ve sözleriyle (“dört ayaklılar” yakıştırmasıyla) bu sözleri desteklediğini ve tasvip ettiğini o an için ortaya koymuştur.

Bilindiği üzere, Ülke TV’de yapılan bu yayın kamuoyunda geniş yankı bulmuş ve toplumun geniş kesimlerinde ciddi bir infial yaratmış; Noyan ve Elönü’nün tutumu ağır eleştirilere konu olmuştur.

Daha sonra Ülke TV ve Kanal 7 Medya Grubu adına yapılan kamuoyu açıklamasında;“Sevda Noyan’ın tartışılan ‘darbe söylentileri’ üzerine yapmış olduğu maksadını aşan açıklamaları Kanal 7 Medya Grubu’nun kurumsal değerleri ve yayın ilkeleriyle hiçbir şekilde uyuşmamaktadır. Sevda Noyan’ın ‘darbe ve darbecileri’ eleştirmenin ötesindeki söylemlerini, Ülke TV ve Kanal 7 Medya Grubu olarak asla tasvip etmiyoruz. Tasvip etmediğimiz ve yayın ilkelerimize aykırı sözlerin Ülke TV ekranlarından sarf edilmiş olması nedeniyle kamuoyundan özür dileriz.” denilmiştir.

Böylece, sarf edilen sözlerin meslek etiği açısından kabul edilemez olduğu ilgili medya organı tarafında dahi kabul edilmiştir.

Keza Esra Elönü de olaydan birkaç gün sonra kamuoyuna yaptığı açıklamada  “Programda konuğumun son dönemdeki darbe imalarını değerlendirirken söylediklerinin haddi aşan ifadeler olduğu bir gerçek ve müdahale etmem gerekirdi. Gösterdiğim gafletin toplumsal barış ve birlik aleyhine yarattığı algıdan dolayı üzgünüm” diyerek bu sözler karşısında müdahalede bulunmakla mükellef olduğunu açıkça kabul ve ikrar etmiştir.

Yüksek Kurul üyelerinin ortak kanaati, sunucunun basın meslek ilkelerine aykırı davranışın varlığı karşısındaderhal müdahale etmek zorunda olduğu yönündedir. Oysa Esra Elönü bu davranışı sergilemek bir yana; tam aksine tavır ve tutum benimseyerek anılan sözleri sahiplenici şekilde davranmıştır.

Şikayetçilerin öne sürdüğü ve bazı Kurul üyelerince ayrıca tartışılması istenilen maddeler dikkate alınarak, Kurul tarafından Basın Meslek İlkeleri’nin 1., 2., 3., 4., 9., 10., 12., 13. maddeleri üzerinde tartışılmıştır.

Kurul üyeleri tarafından uygulanması talep edilen 1. ve 2. maddenin uygulama alanı bulmadığına oyçokluğuyla karar verilmiştir. Birinci madde açısından Esra Elönü’nün sözlerinin aşağılayıcı olmakla birlikte herhangi somut bir ayrımcılık temeline dayanmadığı mütalaa edilmiştir. İkinci madde açısından ise, Sn. Elönü’nün davranışları maddede sayılan kurumlara dokunur veya hakları ihlal eder olarak görülmemiştir.

Esra Elönü’nün sözlerinin ‘matufiyet’ unsurunun bulunmaması, yani sözlerinin belirli veya belirlenebilir somut bir kişiyi ya da kişileri hedef almaması nedeniyle, 4. maddenin uygulanamayacağına oyçokluğuyla karar verilmiştir. Kaldı ki, bir kişinin küçük düşürüldüğü iddiası üçüncü bir şahıs tarafından öne sürülmüşse, küçük düşürüldüğü ileri sürülen kişiye ulaşıp meselenin bu açıdan karara bağlanması için bu şahsın iznini almak, Konsey’in çalışma kurallarının gereğidir; dosyada ise, haliyle, böyle bir izin başvurusu yapmak mümkün olmamıştır.

Dosyanın sadece Esra Elönü açısından karara bağlandığı dikkate alınmak suretiyle, Yüksek Kurul, Sn. Elönü’nün hakkında 9. ve 10. maddenin uygulanmasını gerektiren herhangi bir davranışı olmadığı sonucuna oybirliğiyle varılmıştır. Zira kendisinin şikayet ve inceleme konusu tepkisi ve sözleri belirli bir kimsenin suçlu ilan edilmesine ve/veya suç teşkil eden bir fiilin belirli bir kimseye atfedilmesine yönelik değildir.

Buna karşılık, Yüksek Kurul’un çoğunluğu, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kamusal bir görev olan gazetecilik ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez. Gazeteci halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını gözetir” şeklindeki 3. Maddesinin  ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Çoğunluk görüşüne göre, Sn. Sevda Noyan görüşleri belli olan, program sunucusu tarafından önceden tanınan ve önceden de programa davet edilen, programdaki hitabet tarzından sunucu ile şahsi yakınlığı olduğu anlaşılan bir şahıstır. Çoğunluğa göre, bu kişiyi programa davet etmekteki amaç kamuoyunun hakikati öğrenme hakkına hizmet etmek değil; aksine, kamuoyunun algısını manipüle ederek dinleyicileri siyasi olarak istenilen belirli bir doğrultuda yönlendirmektir. Bu tutum ise, demokratik bir toplumda kamuoyunun çoğulculuk esasına göre farklı görüşlere ulaşabilmesi hakkına hizmet etmek amacıyla değil; bilakis, belirli bir ideolojinin özel amaçlarına hizmet etmek düşüncesiyle açıklanabilir.

Üçüncü madde açısından karşı görüş beyan eden İkinci Başkan R. Murat Önok’a göreyse, Esra Elönü açısından 3. maddede aranan anlamda ‘ahlaka aykırı özel amaç ve çıkar’dan bahsedilemez zira sunucunun programda öne sürülecek görüşlerin ne yönde olacağını dair tercihi ve buna bağlı konuk seçimi, kendi takdirinde bir husustur.

Belirli bir görüşün ön plana çıkması amacı gerçekten mevcut olsa bile, bu hususun tek başına gazetecilik etiğine aykırı ve yasak türden bir ‘özel amaç’ olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Yüksek Kurul, Basın Meslek İlkeleri’nin 12. ve 13. maddelerinin ihlal edildiğine ise oybirliğiyle karar vermiştir.

Esra Elönü’nün konuğunun şiddeti meşrulaştıran ve öven açıklamalarına sahip çıkar ve sözlerini destekler bir tutum benimsemesi, şüphesiz, 13. maddedeki “Gazeteci, şiddet, nefret, zorbalık ve ayrımcılığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapamaz.” kuralına aykırıdır.

Keza, Sn. Elönü’nün kendisinin de açıkça ikrar ettiği üzere, şiddeti kutsayan sözler karşısında müdahale etmesi gerekirken; bir basın mensubu olarak kendisinden beklenilen bu tutumu sergilemek bir yana, şiddeti öven ifadelerden yana çıkar şekilde davranması ve konuşması, bir gazeteciden beklenen tutumun tam tersidir ve mesleğin saygınlığına zarar verici bir davranıştır. Bu bakımdan “Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır.” kuralı (12. madde) ihlal edilmiştir.

SONUÇ                 :

Yüksek Kurul, 20.05.2020 tarihli olağanüstü toplantısında şikayet başvurusunun kabulüyle;

1.     Basın Meslek İlkeleri’nin 3. maddesini ihlal etmesinden ötürü Esra Elönü’nün KINANMASINA oyçokluğu ile; anılan İlkelerin 12. ve 13. maddelerini ihlal etmesinden ötürü Sn. Elönü’nün KINANMASINA oybirliği ile;
 

2.     Ülke TV hakkında verilecek kararın söz konusu medya organının usulünce görüşü alındıktan sonraya bırakılmasına oyçokluğu ile;
 

3.     Basın (medya) mensubu sıfatını haiz olmayan Sevda Noyan’ın Basın Meslek İlkeleri yönünden denetime tâbi tutulamayacağına oyçokluğu ile karar verilmiştir. 

Basın Konseyi heyeti, Ulu Önderimiz Atatürk’ün vefatının 86. yıldönümü nedeniyle özel izinle Anıtkabir’i ziyaret programı gerçekleştirdi.
Haberler

BASIN KONSEYİ HEYETİ ANITKABİR’İ ZİYARET ETTİ

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdığı mesajda “Aziz Atatürk. Bir asır önce, ‘Basın milletin müşterek sesidir. Basın özgürlüğünden doğacak mahzurların giderilme vasıtası yine basın özgürlüğüdür’ demiştiniz. Ne var ki milletin ortak sesi ve kuvveti, rehberi olduğunu söylediğiniz basının, bir takım güçlerce kuşatma altına alındığını size şikâyet etmek istiyoruz” ifadelerine yer verdi. […]

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın