BASIN KONSEYİ, İHLAS HABER AJANSI HAKKINDAKİ ŞİKÂYETTE ‘UYARI’ KARARI VERDİ
YÜKSEK KURUL KARARI
DOSYA NO : 2022- 51
KARAR TARİHİ : 23.11.2022
ŞİKÂYET EDEN : Ünal ÇAKMAK (unalckmk@gmail.com)
ŞİKÂYET EDİLEN : İrfan ALTIKARDEŞ (İHA Genel Yayın Koordinatörü)
(29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/21 34197 YENİBOSNA / İSTANBUL)
ŞİKAYET KONUSU :
İhlas Haber Ajansı’nın (İHA) 28.9.2022 tarihinde yayımladığı ‘İstanbul’da polisin kurtardığı kadın polise kafa attı” başlıklı haberde, Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyette bulunulmuştur.
Şikâyetçi olan Ünal Çakmak, haberin yayınlanmasından bir gün sonra 29.08.2022 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunda, gerçeğe aykırı olarak tutuklu olduğunun yazıldığını, olayın farklı gösterildiğini savunmuştur. Gerekli araştırma yapılmadan yayınlanan haberde gerçek dışı ifadeler nedeniyle psikolojik zarar gördüklerini ve aile olarak itibarlarının zedelendiğini ileri süren şikâyetçi şu ifadelere yer vermiştir:
“Haberde tutuklu olduğumuzu belirtmişler ama tutuklu değiliz. Görüntülerin bir bölümünü alarak araştırmadan yapılan haber, ajansa abone olan yerlerde de yayınlanmıştır.
Polis beni darp ettiği için kardeşim yanıma gelmek isterken olay çıkmıştır. Şikâyetçi olan kardeşim olduğuna göre neden ters kelepçeli olduğu sorgulanmamıştır. Polisler hakkında işkence suçundan soruşturma başlatılmıştır.
Araştırmadan haber yapan İhlas Haber Ajansı sorumluları hakkında Basın Meslek İlkeleri’ni ihlalden gereken işlemin yapılmasını talep ediyoruz.”
UZLAŞMA ÖNERİSİ:
Şikâyet başvurusu, şikâyet edilen İhlas Haber Ajansı’nın Genel Yayın Koordinatörü İrfan Altıkardeş’e 6.10.2022 tarihinde PTT ile gönderilmiş, posta ‘alındı’ belgesi de gelmiştir.
Şikâyet edilen şikâyet başvurusundaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ :
Şikâyet konusu haber, İhlas Haber Ajansı’nın 28.9.2022 tarihli bülteninde ‘İstanbul’da polisin kurtardığı kadın, polise kafa attı” başlığı altında, fotoğraf ve video görüntüleriyle birlikte yayınlanmıştır. Haber aynı gün ajansın abonesi gazete, televizyon ve internet haber sitelerinde kullanılmıştır.
“Kağıthane’de eve geç geldiği için önce kardeşini, sonra da yeğenini darp eden iki kardeş, ihbara gelen polislerden birinin kafasına yumruk atıp diğerinin de boğazını sıktı” spotu kullanılan haberin metni, “Polisin kafasına yumruk atıp boğazını sıktı”, “Babaları memurların kollarını tuttu, çocukları saldırdı” ve “Polisin kurtardığı kadın polise kafa attı” ara başlıklarının yer aldığı 5 paragraftan ibarettir.
Haziran ayında meydana gelen ve polise, ardından yargıya intikal eden olay yaklaşık 3 ay sonra yayınlanan bu habere konu edilmiştir. Haberde, şikâyetçi ve kardeşinin, gece eve geç geldiği gerekçesiyle kız kardeşleri Gülbahar Ç.’yi dövdüğü, onun ve kızı Cemre G.’nin polisten yardım istemesi üzerine gelen polis ekibine şikâyetçi, kardeşi ve babasının direnip saldırdığı; biber gazlı ve yumruklu arbedenin ardından gözaltına alınanların sağlık kontrolü için hastaneye götürüldüğü anlatılmıştır. Gülbahar Ç.’nin hastanede de devam eden olaylar sırasında kendisini sakinleştirmek isteyen polise kafa atarak burnunu kırdığı haberde öne çıkarılmıştır. Haberin sonunda “1’i kadın 3 şahıs emniyete götürüldü. Emniyette ‘görevli memura mukavemet, ‘görevli memura darp’ ve ‘kamu malına zarar’ suçlarından adli işlemleri yapılan şahıslar, sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi” ifadelerine yer verilmiştir.
Haberde olayın günü belirtilmemiş, haziran ayında (yayından yaklaşık 3 ay önce) gece 01.30 sıralarında meydana geldiği yazılmıştır. Ajans polis ya da adliye muhabirine verilen/alınan bilgilerle yazılan haber, olayın yeni olduğu izlenimi veren üslup ve kurguyla yayınlanmıştır. Haberde, ters kelepçe takılan Gülbahar Ç.’yi, bir polise kafa atarken ve yine polisler tarafından zapt edilmeye çalışırken gösteren güvenlik kamerası kayıtlarına yer verilmiştir.
Şikâyet edilen habere konu olay, 3 ay önce yaşanan ve şikâyet başvurusundan anlaşıldığına göre yargı aşaması devam eden bir olaydır. Gazeteci olayın hiç bir aşamasını takip etmemiş, kendisine bir kaynaktan verilen/alınan bilgiyi ve güvenlik kamerası görüntülerini haberleştirmiştir. Haberde olaya karışan şikâyetçi ve yakınları ile müdahale bulunan polislerin, emniyet ve savcılıktaki ifadeleri, yargılama süreci ve iddianame içeriğine yer verilmemiştir. Bu da kaynağın verdiği bilginin sorgulanmadan ve somut gerçeğin ne olduğu araştırılmadan haberin yayınlandığını göstermektedir.
Haberin yayınlandığı gün Basın Konseyi’ne başvuruda bulunan şikâyetçi, gerçeğe aykırı olarak tutuklandığının ve cezaevinde olduğunun yazıldığını; oysa olayla ilgili sadece kız kardeşinin tutuklandığını ve onun da 1 ay sonra tahliye edildiğini söylemiştir. Haberde yazıldığının aksine ailesinden cezaevinde kimsenin bulunmadığını; haberde olayın sadece kendileri aleyhine olan kısmının verilerek gerçeğin farklı gösterildiğini; şikâyet ettikleri polisler hakkında işkenceden soruşturma başlatıldığının gizlendiğini ileri süren şikâyetçi, ajans yetkililerini arayıp haberi düzeltmelerini istediği ancak bunun yapılmadığını ileri sürmüştür. Şikâyet edilen ajans sorumlusu başvuruya yanıt vermediği için en azından bu iddialar yalanlanmamıştır.
Haberin konusu, seyri ve sonucu sonradan değişik boyut kazansa da İstanbul’un göbeğinde kadına şiddet olayıdır; gerçektir, günceldir ve yayınlanmasında kamusal yarar vardır. Ancak 3 ay önceki olayın haberi, sanki olay yeni olmuş ve ulaşılan ilk bilgilerle görünür gerçeğin yansıtıldığı görüntüsü veren kurgu ve üslupla yayınlanmıştır. Oysa soruşturması tamamlanan, iddianamesi hazırlanan yargı süreci devam eden olayda maddi gerçek ortaya çıkmıştır. Şikâyet edilen ajans hiçbir araştırma ve sorgulama yapmadan maddi gerçeğe aykırı haber yayınlamış, yargılamaları devam eden şikâyetçi ve aile fertleri aleyhine kamuoyunda olumsuz algıya neden olmuştur.
Açıklanan bu nedenlerle, şikâyet edilen “İstanbul’da polisin kurtardığı kadın polise kafa attı” başlıklı haberde Basın Meslek İlkeleri’nin “Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki 6’ıncı; “Basın organları, yanlış yayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip haklarına saygı duyarlar” şeklindeki 16’ncı maddelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikâyet edilen hakkında ‘UYARI7 kararı alınmasını öneririz.
YÜKSEK KURUL’UN DEĞERLENDİRMESİ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, şikâyet başvurusunu 23.11.2022 tarihinde yaptığı toplantıda görüşmüştür.
Genel Sekreterlik raporunun sunumunun ardından dosyanın müzakeresine geçen Yüksek Kurul’da söz alan üyeler, şikâyet konusu haberde etik ihlali olduğu konusunda görüş birliğine varmıştır. Rapordaki tespitleri yerinde bulduklarını belirten üyeler, Basın Meslek İlkeleri’nin 6’ncı maddesinin ihlal edildiğindi ittifak etmiş, ancak 16’ncı madde ihlalinin söz konusu olup olamayacağını tartışmıştır.
Üyelerin büyük çoğunluğu şikâyetçinin tekzip talebinde bulunduğuna ilişkin geçerli kanıt bulunmadığını, bu nedenle şikâyet edilen hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 16’ncı maddesini ihlalden karar alınmasına gerek olmadığını dile getirmiştir. Bu görüşteki üyeler, sadece şikâyetçinin yayının yapıldığı gün ajans sorumlularını arayıp haberi düzeltmeleri talebinde bulunduğuna ilişkin sözlü beyanının, usulüne uygun cevap ve düzeltme talebinde bulunulduğuna yeterli kanıt teşkil etmeyeceğini savunmuşlardır.
SONUÇ :
Müzakerenin tamamlanmasının ardından Yüksek Kurul oylamaya geçmiştir. Şikâyet edilen haberde Basın Meslek İlkeleri’nin “Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki 6’ıncı maddesinin ihlal edildiğini OY BİRLİĞİ ile saptayan Yüksek Kurul, şikâyet edilen hakkında yine OY BİRİLĞİ ile ‘UYARI’ kararı almıştır.
Şikâyet edilen İhlas Haber Ajansı Genel Yayın Koordinatörü İrfan Altıkardeş hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 6’ncı maddesini ihlalden OY BİRİLĞİ ile ‘UYARI’ kararı alınmasına karar verilmiştir.