Seçim ortamına girilirken ‘tek sesli medya’ arzusuyla hareket eden siyasi iktidar, elindeki kamu gücünü kendisine ‘muhalif’ gördüğü basını tamamen susturmak için kullanıyor. Medyanın yüzde 95’ini tam kontrolünde bulunduran iktidar, bununla yetinmeyip eleştirel ve bağımsız yayın yapan basın kuruluşlarını tam bir kuşatma altına almaya çalışıyor. Bu amaçla da bir yandan ‘dezenformasyonla mücadele ‘ adı altında ‘Sansür Yasası tartışmasını gündeme sokarken,diğer yandan özerk olması gereken Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Basın İlan Kurumu’nu (BİK) ‘muhalif’ basın üzerinde ‘iktidar sopası’ olarak pervasızca kullanmaya hız veriyor. Eleştirel ve bağımsız yayın yapan televizyonlara haftalık toplantılarında yayın durdurma ve idari para cezası vermeyi ‘rutin görevi’ haline getiren RTÜK, iktidar temsilcisi üyelerin oy çokluğu ile Halk TV, KRT ve Tele 1 televizyonlarına yine ceza yağdırıldı. RTÜK, ekonomik yönden çökertmeye çalıştığı ‘muhalif’ kanallar için neredeyse ‘giyotin’ görevini üstlendi. GAZETECİLERE POLİS ŞİDDETİ VE GÖZALTILAR Anayasal teminat altındaki ifade ve basın özgürlüğü ihlalleri giderek artarken, basın mensuplarına uygulanan polis şiddetiyle halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı gasp ediliyor. İstanbul’da hafta sonu Taksim’de yapılan gösteriyi takip eden gazeteciler polis çemberine alınıp görev yapmaları engellendi. Görüntü almak isterken tartaklanan meslektaşlarımızdan, aralarında AFP muhabiri Bülent Kılıç ve bazı gazeteciler gözaltına bile alındı. Kahramanmaraş’ta, kamusal alanda halkla açıkta buluşan iktidar partisinin Grup Başkanvekiline soru sormak isteyen Kanal Maraş Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaaslan, yine kolluk gücü müdahalesiyle engellendi, soru sorması istenmedi.. Muhalıf görülen HALK TV,TELE 1,Duvar,Evrensel gibi yayın organlarının muhabirlerine de Çalışma Bakanlığı’ndaki asgari ücret toplantısını izlemelerıne izin verilmemesi,eski köy yeni adetlerin bir başka örneği olarak tarih sayfalarına geçmeye devam ediyor.Basın Konseyi olarak, bu olayların özgür basını kuşatılma ve susturma; iktidarın ‘tek sesli medya’ projesini gerçekleştirme çabası olarak görüyoruz ve asla kabul etmiyoruz.
BASIN KONSEYİ