TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın, tamamen ‘ifade özgürlüğü’
kapsamındaki sözlerinin ‘terör örgütü propagandası’ olduğu iddia edilerek gözaltına
alınıp tutuklanması, medyaya gözdağı verme amacına yöneliktir ve asla kabul
edilemez.
Merdan Yanardağ’ın, AKP’li bir milletvekilinin terörist başı Öcalan hakkındaki
açıklamalarını yöneticisi olduğu TELE 1 ekranında eleştirdiği yayın, aradan geçen 6
gün sonra, medyayı susturmak için fırsat kollayan siyasi anlayışın verdiği talimatla
çarpıtılarak gündeme getirilmiştir. Trollerinin, Yanardağ’ın sözlerini cımbızlayıp
‘montaj kaset’ oluşturarak sosyal medyada başlattığı ihbar kampanyası; Yargının ve
RTÜK’ün aynı anda devreye sokulması, TELE 1’i susturma kumpasının kanıtıdır.
Hakkında açılan her soruşturmada adliyeye ifade vermeye giden Merdan
Yanardağ’ın, savcının bu kez davet çıkarmayıp TELE 1’de yayındayken televizyon
binasına polis ekibi gönderilip gözaltına aldırması; bir gece emniyette tutulduktan
sonra tutuklu yargılanmasına karar verilerek Silivri Cezaevi’ne gönderilmesi, ağır bir
hukuksuzluktur.
Merdan Yanardağ’ın, seçimlerin hemen ardından bir ‘montaj kaset’ kumpası ile
gözaltına alınması ve tutuklanması, özgür ve bağımsız medyaya gözdağıdır.
Anayasal güvence altındaki basın özgürlüğünün ihlali; halkın haber alma ve
gerçekleri öğrenme hakkının gaspıdır. Demokrasiyle yönetilen bir ülkede böyle bir
olay kabul edilemez.
TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, meslek yaşamı boyunca teröre
ve terör örgütlerine bu arada PKK’ya da her hal ve koşulda karşı çıkmış;
demokrasiden ve çağdaşlıktan yana olduğunu kanıtlamış bir yurtsever; ilkeli ve
dürüst bir gazetecidir.
Basın Konseyi olarak meslektaşımız Merdan Yanardağ’ın yanında olduğumuzu, ona
yapılan bu zulmün, ilkeli ve dürüst gazetecilik yapan meslektaşlarını yolundan
alıkoyamayacağını bildiriyor; basın özgürlüğünü yok sayanlara da bir gün hukukun
gerekli olacağını hatırlatıyoruz.
BASIN KONSEYİ